Hayat 'Serap' meselesi [VİZYONDAKİLER]

Hayat 'Serap' meselesi [VİZYONDAKİLER]
Dünya prömiyerini 65. Berlin Film Festivali'nde yapan Nefesim Kesilene Kadar, Mouchette (1967) ve Rosetta (1999) filmlerine adını veren karakterler ile akraba bir karakter kazandırıyor sinemamıza.

Tutarlı, hesaplı ve güçlü bir görsel matematiğe sahip yapım, yönetmenin gelecekteki çalışmalarını merak ettiren bir ilk film.

Nefesim Kesilene Kadar'ın Mustang'den bir hafta sonra gösterime girmesi iyi bir mukayese imkanı sunuyor. İki filmin kalite, senaryo ve yönetiminden bağımsız olarak, karakter mukayesesi… Mustang'in ‘özgürlük delisi' kızlarının masalsılığından sonra Nefesim Kesilene Kadar'daki Serap'ın mücadelesinin gerçekliği ayaklarımızı yere bastırıyor. Hayatta kalmak için hayatındaki herkesi alaşağı eden Serap, bu içgüdüyü sadece aile-dost çevresinden değil, yaşadığı ülkeden tevarüs ediyor. Büyüdüğü toprakların rağmına kötüleşen biri değil, bilakis iliklerine işleyen kültürün acı meyvesi Serap. Mustang'in kızları ne kadar ‘Fransız' ise yaptıkları ve yapmadıkları ile Serap o kadar bizden.

     Dünya prömiyerini 65. Berlin Film Festivali'nin Forum bölümünde yapan Nefesim Kesilene Kadar, Emine Emel Balcı'nın ilk uzun metraj filmi. Bir tekstil atölyesinde ortacılık yapan Serap (Esme Madra), ablası ve eniştesiyle birlikte yaşar, ancak bu durum onun için giderek çekilmez bir hal alır. Serap'ı ayakta tutan tek şey, uzun yol şoförü babasıyla yeni bir eve çıkabilme umududur. Ne var ki babası buna yanaşmaz, kayıtsız davranır. Ablasının evinde iyice köşeye sıkışan Serap, sonunda ipleri eline alır ve kötülüğün sınırlarını zorlamaya başlar.

‘Ortacı'dan hayat dersleri

Nefesim Kesilene Kadar, ilk elde Zerre'yi (2012), fakat daha önce -garip bir şekilde- Zefir'i hatırlattı. Anlatım dili, üslubu, kamera tercihleri çok farklı olan Zefir de büyüme çağındaki kötücül bir karakterle baş başa bırakmıştı bizi. Erdem Tepegöz'ün yönettiği Zerre ise Serap'ın ‘ablası' Zeynep'in (Jale Arıkan) ayakta kalma mücadelesi olarak Nefesim Kesilene Kadar'a daha yakın. Fakat Erdem Tepegöz'ün karakter tasarımı, Emine Emel Balcı kadar kötücül değil. Serap'ın köklerini ‘dış mihraklar'da aramak gerek! Balcı, Robert Bresson'un Mouchette (1967) ve Dardenne Kardeşler'in Rosetta (1999) filmlerine adını veren karakterler ile akraba bir karakter kazandırıyor sinemamıza. Belki filmin adı da Serap olmalıydı…

     Serap, usta işi filmlerin ana karakterleriyle benzerlik gösterse de Nefesim Kesilene Kadar bizi Serap'ın nedenleri, kötülüğünün kökeni ve çevresi hakkında yeterince ikna edemiyor. Başka bir deyişle Serap'ı anlayabilmemiz için filmin kendisi dışında söz konusu iki yapıma (Mouchette, Rosetta) müracaat etmemiz gerekiyor. Aşağı yukarı, çevresindeki herkesin yaşadıklarını yaşasa da Serap'ı diğerlerinden farklı, bu kadar acımasız ve kötücül kılanın ne olduğunun somut bir cevabı yok. Bir cevap var elbet, ama senaryo aritmetiğinde boşlukta kalıyor: İnsan karanlık ve kötücül bir varlıktır. Bir de, Türkiye'de yaşayan bizlerin toplumsal ve bireysel hafızası. Kötülüğün giderek sıradanlaştığı bugünlerde Serap'ın yaptıklarına şaşırmak naiflik olur.

    Nefesim Kesilene Kadar'ın Dardenne'leri hatırlatan tutarlı, hesaplı ve güçlü bir görsel matematiği var. Sürekli Serap'ın yanı başında, bazen arkasında onu takip eden kamera, seyirciyi hikâyeye ortak ediyor. Fakat görsel matematikteki incelik senaryoda aynı sağlamlıkta kendini göstermiyor. Esme Madra'nın kendi varlığını unuttururcasına mükemmel bir kompozisyon çizdiği Serap, yan karakterlerden, daha doğrusu ‘tiplerden' yeterince beslenemiyor. Kendi başlarına bir hikâye vaat etmeyen bu yan karakterlerin hemen hepsi bir yerlerden ‘tanıdık'.

     Serap'ın kötülüğünden ziyade onun bu hale nasıl geldiğine odaklanmak daha sağlıklı olurdu. Doğrusu, film buna vurgu yapmak istiyor. Fakat arkaplanda bunu destekleyecek bir dünyayı hakkıyla resmettiğini söyleyemeyiz. Hatta film bütün olan bitenin Serap'ın kötülüğünden kaynaklandığını bile düşündürebilir.

     Sonuç olarak; Nefesim Kesilene Kadar, Emine Emel Balcı'nın sonraki filmlerini merak ettiren bir ilk film olarak izlenmeyi hak ediyor.

Bu hafta vizyona giren filmler arasında komediden korkuya toplamda 7 adet yapım var. Uzun süredir oldukça merak edilen, başrollerinde Bradley Cooper, Daniel Brühl ve Sienna Miller'ın oynadığı ve John Wells tarafından yönetilen Çok Pişmiş filmi haftanın en önemli yapımlarından birisi.

İşte Bu Hafta Vizyona Giren Filmler

Git Başımdan

Yönetmen: Şahin Altuğ
Oyuncular: Şahin Irmak, Bülent Emrah Parlak, Aslı Tandoğan
Tür: Komedi
Süre: 94 dk.

Haftanın yerli yapımlarından olan Git Başımdan, başarılı bir komedi filmi. 30'lu yaşlarının ortasındaki Latif karakterinin hikayesini anlatan filmin başrollerinde Şahin Irmak, Bülent Emrah Parlak ve Aslı Tandoğan gibi oyuncular yer alıyor.

Afacanlar Takımı: Büyük Yarış

Yönetmen: Ute von Münchow-Pohl, Sandor Jesse
Oyuncular: Jan Delay, Ulli Smandek, Mia Diekow
Tür: Animasyon, Aile
Süre: 73 dk.

Alman yapımı bir animasyon filmi olan Afacanlar Takımı: Büyük Yarış, özellikle çocuk seyirciler için biçilmiş kaftan. Seslendirmelerini Jan Delay, Ulli Smandek ve Mia Diekow'un yaptığı filmin yönetmenliğinde Ute von Münchow-Pohl ve Sandor Jesse bulunuyor.

Frankenstein

Yönetmen: Bernard Rose
Oyuncular: Xavier Samuel, Carrie-Anne Moss, Danny Huston
Tür: Korku, Fantastik, Dram
Süre: 89 dk.

Modern bir Frankenstein hikayesi olan ve karakteri ile aynı adı paylaşan Frankenstein, günümüzde geçiyor. Klasik hikayenin günümüze uyarlandığı filmin başrollerinde Xavier Samuel, Carrie-Anne Moss ve Danny Huston yer alıyor.

Mavi Gece

Yönetmen: Ahmet Hoşsöyler
Oyuncular: Fırat Tanış, Ayça Varlıer, Gökhan Mumcu
Tür: Komedi, Romantik
Süre: 95 dk.

Haftanın komedi yapımlarından olan Mavi Gece, ülkemizde pek sık görülmeyen fantastik komedi türünde bir yapım. Güçlü bir oyuncu kadrosuna sahip olan Mavi Gece'nin yönetmenliğini Ahmet Hoşsöyler üstleniyor.

Çok Pişmiş

Yönetmen: John Wells
Oyuncular: Bradley Cooper, Sienna Miller, Daniel Brühl
Tür: Komedi, Dram
Süre: 100 dk.

30 Ekim haftasının belki de en çok merak edilen yapımlarından olan Çok Pişmiş, Paris'te ünlü bir restoranda çalışan Jones adlı şefin hikayesini anlatıyor. Başarılı bir oyuncu kadrosu bulunan yapımın yönetmenliğini John Well yapıyor.

Nefesim Kesilene Kadar

Yönetmen: Emine Emel Balcı
Oyuncular: Esme Madra, Rıza Akın, Sema Keçik
Tür: Dram
Süre: 94 dk.

Haftanın başarılı dram filmlerinden olan Nefesim Kesilene Kadar, tekstil atölyesinde çalışan Serap'ın dram dolu hikayesini anlatıyor. Genç yönetmen Emine Emel Balcı'nın filmi olan Nefesim Kesilene Kadar'ın başrollerinde Esme Madra, Rıza Akın ve Sema Keçik bulunuyor.

Güneş Tepedeyken

Yönetmen: Dalibor Matanic
Oyuncular: Tihana Lazovic, Goran Markovic, Nives Ivankovic
Tür: Dram
Süre: 123 dk.

Hırvatistan, Sırbistan ve Slovenya ortak yapımı olan Güneş Tepedeyken, haftanın bir diğer dram filmli. Birbirine düşman köylerde yaşayan iki gencin imkansız aşkını anlatan Güneş Tepedeyken'in yönetmenliğinde Dalibor Matanic bulunuyor.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.