NASA'nın verilerine göre Dünya atmosferine günde yaklaşık ne kadar göktaşı girer

NASA'nın verilerine göre Dünya atmosferine günde yaklaşık ne kadar göktaşı girer
NASA'nın verilerine göre Dünya atmosferine günde yaklaşık ne kadar göktaşı girer sorusunun cevabını vereceğiz.

Kim Milyoner Olmak İster 25 Mayıs Perşembe 676. Bölüm Yarışma Sorusu;

Yarışmacı Gülcihan BÜYÜKDEMİRCİOĞLU İstanbul'dan katılıyor Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği mezunu.

Soru : NASA'nın verilerine göre Dünya atmosferine günde yaklaşık ne kadar göktaşı girer

A- 10 kg

B- 100 kg

C- 10 ton

D- 100 ton

Doğru Cevap: 100 TON

Soruya cevap vermedi ve 30.000 TL kazandı, cevap verecek olsa idi 10 TON diyecekti.

Dünya Atmosferine ne kadar Gök Taşı Düşer 

Göktaşları dünya dışından gelen ve dünya atmosferini geçebilenlerin yeryüzüne ulaştıkları maddelere verilen genel addır. Dünyanın çevresindeki atmosfer tabakası belli bir boyuta kadar olan göktaşlarını engelleyebilmektedir ancak aralarında atmosferi geçip dünyaya ulaşanlarıda vardır. Dünyaya ulaşamayan göktaşları genelde atmosferde yanarak toz yada küçük parçalar haline dönüşmektedirler.

Meteor sözcüğü, gökyüzünde olağanüstü olay anlamındaki latince meteoron’dan gelir. Meteor, güneş sistemindeki cisimlerin dünya atmosferine düşmesiyle, yüksek hızlarda hava ile sürtünme sonucu akkor haline gelerek, gece yeryüzünden kısa süreli bir ışık çizgisi şeklinde görülmesine verilen addır.

Halk arasında ‘kayanyıldız’, ‘yıldız kayması’ ve benzeri sözcüklerle ifade edilen olaydır. Bu olay tipik olarak atmosferin 80-110 km’leri arasında oluşur. Karanlık bir gecede saatte 8-10 meteor izlemek olasıdır. Her yıl belli zamanlarda oluşan meteor yağmurları sırasında saatte 100′ün üzerinde meteor izlenebilir. Çok parlak meteorlara Ateş Topu adı verilir ve bunlardan bazılarının yüzeye ulaştığı olur. Meteoroid sözcüğü ise olayı değil, düşen cismin kendisini ifade eder. Meteoroid, güneş ya da herhangi bir güneş sistemi cisminin çevresinde yörüngede olan ve kuyrukluyıldız ya da asteroid olarak sınıflanamayacak kadar küçük olan cisimlerdir. Mikro boyuttaki cisimler ve kozmik toz partikülleri de mikrometeoroid olarak anılırlar. Meteorit ise tamamen buharlaşamadan dünya yüzeyine ulaşan meteoroidlerdir. Metoritler üzerinde pek çok çalışmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar, meteoritin ana cisminin kaynağı, yapısı ve tarihini saptamak ve güneş sisteminin ve evrenin oluşumu hakkında bilgi edinebilmek amacını güder. Meteoritlerin büyük bir bölümünün kaynağı asteroidlerdir. Bazılarının 4 Vesta asteroidi kaynaklı olduğu sanılmaktadır. Bir bölümü de kuyrukluyıldızlardan gelir. Az sayıda meteorit’in (23 tanesinin) ay kökenli ve (22 tanesinin) Mars kökenli olduğu saptanmıştır.

Göktaşı (Meteor) Yağmuru ve Düşmesi

Güneş çevresinde değişik yörüngelerde dolanan irili ufaklı her türlü kaya parçasına ‘göktaşı’ denir. Kuyrukluyıldızların yörüngelerinde dolaşırken tamamen parçalandıklarında, geriye kalan katı küçük çekirdek parçaları ve yine bu bozulma, parçalanma sürecinde yörüngelerinde bıraktıkları kuyrukluyıldız maddesi, göktaşlarının kaynağıdır. Apollo türü parçalanmış küçük gezegen artıklarına da ‘göktaşı’ denir. Bunların boyutları 10 km çaplı kaya parçalarından, 1 mikron büyüklüğündeki toz parçacıklarına kadar değişir. Göktaşlarının büyük olanlarının kökeni küçük gezegenler, küçük olanların kökeni ise kuyrukluyıldızlardır. Eğer uzayda bol miktarda bulunan bu göktaşlarının yörüngeleri dünyanın yörüngesiyle kesişirse, göktaşı büyük bir hızla (12- 72 km/sn) atmosfere girer. Bu sırada meydana gelen sürtünmeyle göktaşı ısınır, yanar ve ışık saçmaya başlar. Halk dilinde bu olaya ‘yıldız kaydı’ denir. Yaz gecelerinde herkesin yıldız kayması olarak gördüğü, hatta niyet tuttuğu bu ilginç görüntünün aslında uzaydaki yıldızlarla hiçbir ilişkisi yoktur. Yılın belirli gecelerinde kayan yıldızların sayısı çok artar. İşte bu olaya ‘göktaşı yağmuru’ adı verilir. Göktaşı (meteor) yağmuru, ayrı ayrı gök taşlarının yeryüzeyine kümeler hâlinde düşmesi olayıdır. Atmosfere giren gök taşlarını, gökyüzünde kayan ve birdenbire görünüp kaybolan yıldızlar gibi görürüz. Bu nedenle, halk arasında bu olaya “yıldız kayması” da denilir. Gerçekte, yıldız kaymasının yıldızlarla hiçbir ilişkisi yoktur.Göktaşı yağmuru gözlemleri, çıplak gözle yapıldığından, herkesin yapabileceği, kolay bir gözlemdir. Gözlem süresince, kimi göktaşının yalnızca birdenbire parlayıp kaybolduğunu, kiminin parlayarak yandığını ve gökyüzünde saniyelerce kaybolmayan bir iz bıraktığını görebiliriz. Bir gök taşı yağmurunu izlemek için en uygun zaman gece yarısından sonrasıdır. Gök taşlarının düştüğü bölgeler, düşme doğrultusunda kaba bir elips biçimini alır. Gök taşı yağmuru çoğunlukla büyük bir gök taşının parçalanması sonucunda oluşur.

1868′de Polonya’daki Pultusk’a yaklaşık 100 bin gök taşı parçası düşmüştür. 1912′de ABD’de Arizona’ya 14 bin, 1803′de Fransa’daki L’Aigle’de 3 bin, 1808′de Boğdan’daki Stannern’de 300 parçadan oluşan gök taşı yağmurları görülmüştür. Bu yağmurların büyük bir bölümü taşsı gök taşlarından oluşmakla birlikte Namibya’da yağmur sonunda, yüksek oranda demir içeren gök taşları saptanmıştır. Göktaşı yağmurunun hızlandığı gecelerde göktaşlarının yıldızlara göre gökyüzünde izlediği yol bir gök atlası üzerine çizilirse, tüm bu yolların aynı noktada kesiştiği görülür. Yani o gece, tüm göktaşları gök yüzünde sanki bu noktadan geliyormuş gibi görülürler. Gökyüzündeki bu noktaya saçılma (radyan) noktası denir. Aslında hepsi birbirine paralel yörünge izleyen göktaşları atmosfere girmektedir. O geceki göktaşı yağmuru bu saçılma noktasının bulunduğu takımyıldızın adı ile anılır. Örneğin; Perseid, Leonid göktaşı yağmuru gibi. Yeryüzünden yaklaşık 120 km yukarıda yanarak ışık saçmaya başlayan göktaşlarının çoğu 60 km üstümüzde yanıp yok olur. Bunlar boyutları çok küçük olanlardır. Eğer göktaşı yeterince büyükse yanan kısmından artan parçalar yeryüzüne kadar ulaşabilir. Böyle büyük olanlar gökyüzünde çok daha fazla ışık saçtığı için bunlara ateş topu denir. Yeryüzüne ulaşan göktaşlarının sayısı çok azdır. Bu yağmurlardan sonra zaman zaman 2-3 tane tuğla büyüklüğünde göktaşı bulunmaktadır. Dünyaya ulaşabilen göktaşları yandığından rengi siyahtır. Atmosferde gazla sürtünmesinden dolayı da yüzeyi cilalanmış gibi düzdür. Yörüngesi bilinmeyen çapı bir kaç yüz metreden daha büyük bir göktaşıyla çarpışmanın çok nadiren yüzbinlerce yılda bir olduğu bilinmektedir. Olası çarpışma tehlikelerinden korunmak için NASA’da sürekli bir gözlem programı sürdürülmektedir.

Kaynak:Eğitim Sistem

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.