10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 240-241-242-243 Cevapları Öğün Yayınları

10. Sınıf Öğün Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 240, 241, 242, 243 Etkinlik Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Ünite genelinde okuduğunuz Karagöz Çevre Canavarı, Çeşme ve Ocak adlı metinleri; Moliere’in Kibarlık Budalası adlı tiyatro oyunundan alınmış metinle aşağıdaki tabloda verilen ölçütlere göre karşılaştırınız.

ÖlçütKaragöz Çevre CanavarıOrta OyunuOcakKibarlık Budalası
KonuÇevre sorunlarıİsim anlaşmazlığı ve iş durumlarıtoplumsal sorunlarCahil ve saf ama zengin bir burjuvanın kibarlığı öğrenerek soylular sınıfına geçmek hayaline kapılması
ÇatışmaKaragöz ve Hacivat’ın yanlış anlamalara dayalı ortaya çıkan komik durumlarKavuklu ve Pişekar’ın yanlış anlamalara dayalı ortaya çıkan komik durumlarAile içi yaşanan üzücü ama bir o kadar da komik durumlarOyunda “ikiyüzlülük, sahtekârlık, çıkarcılık, bencillik” temaları da güçlü bir şekilde işlenmiştir. Oyunun baş kahramanı olan Mösyö Jourdain, kumaş tüccarı olan babasından yüklü bir miras kaldığı için para sıkıntısı çekmeyen zengin bir adamdır. Cahil ve kaba olan Mösyö Jourdain, aynı zamanda saf bir adamdır. Kibarlık ve soyluluk merakı, âdeta gözlerini kör etmiştir.
Sahne / Dekorperdesahnetiyatro sahnesiLüks konak
ŞahıslarKaragöz HacivatKavuklu PişekarBüyükanne, Özcan, Fazıl, NihatLucile, Madam Jourdain Mösyö Jourdain
DeğerlerÇevre bilinciYardımlaşmanın önemiAile değerleriVarlıklı bir adam olmasına rağmen asilzade olmaya çalışan bir cahilin çabaları oyunun temel konusunu teşkil eder.

Çeşme adlı orta oyunundan alınmış aşağıdaki parçada geçen cümlelerin çeşitlerini bularak parçadaki işlevlerini belirtiniz.

KAVUKLU — Bir gün kahvenin yanındaki konağın sahibi bey beni çağırttı: “— Oğlum, bizim kerime bu perşembe gelin oluyor. Damadın evi Macuncu’da. Mürüvvetimi göstermek için gelin alayını Beyazıt’tan, Edirnekapısf ndan dolaştırmak suretiyle göndereceğim. Sen işgüzar bir adam olduğun için, bu alayı idare edeceksin. Ben de seni iyice memnun edeceğim, dedi. BİLGİ VERME İŞLEVİ
PİŞEKÂR — Ah, ne âlâ iş! HEYECAN BİLDİRME İŞLEVİ
KAVUKLU — Perşembe geldi; sabahleyin kapının önüne elli tane araba dayandı, beş altı tane de binek beygiri. Düğün sahibi, benim için, “Bir kazaya maruz kalmasın.” diye bir beygir intihâb etmiş ki görme. Gayet güler yüzlü: Gülmekten dişleri meydanda bir hayvan. Hem de gayet düşünceli bir hayvan: Gözlerini kapamış, tefekküre dalmış sanırsınız. On altı sopa vurdum ancak o zaman kuyruğunu bir defa salladı. BİLGİ VERME İŞLEVİ
PİŞEKÂR — Aman birader, o tarif ettiğin senin, gayet ihtiyar bir beygir olacak.
KAVUKLU — “İhtiyar” da söz mü? Bir patlıcana dört değnek sok, işte bizim beygir. Kolumdan tutup beni bindirdiler. Her ne kadar “Deh, meh!” dedikse de beygir öyle yürüyecek gibi gözükmüyordu. Bereket versin, gelin arabacısı usta bir adammış; hemen bir kumanda etti: “Dayana dayana beygiri tramvay yoluna bastırın.” dedi. Güç hâl ile dediğini yaptılar. Arabacı da oku getirdi, beygirin kuyruğuna kuyruğuna dayadı. AÇIKLAMA YAPMA İŞLEVİ

Karagöz Çevre Canavarı adlı metinden alınmış aşağıdaki parçada geçen altı çizili kelimeleri inceleyerek yazımlarının doğru olup olmadığını belirtiniz.

HACİVAT — Aman be birâder sana lâf anlatmak ne zor şeymiş. Yâni, yaşlandım artık, bir iyilik yapmak istiyorum.
KARAGÖZ — Haydaa… Ölümünü mü gördün rüyanda? Mutlaka benim elimledir, senin ölümün! HACİVAT — Söyle bakayım (…)
KARAGÖZ — (Vurur.) Tu… Allah cezanı versin! Giderayak beni günaha sokma! İçeride hela var!
HACİVAT — Yok birâder öylesi değil! Yâni; sana giyecek birşeyler alayım. Başını sokacak bir ev yapayım demek istedim.
KARAGÖZ — Böyle bir iyilik yaparsan, ben de sana dua ederim.
HACİVAT — Nasıl bir dua edersin, birâder?
KARAGÖZ — “Yarabbi, Hacivat’ın başı dururken ayağına taş düşmesin!” derim.

Cevap:
birader: doğru
laf : doğru
zor şeymiş:
doğru.
ölümünü mü gördün: doğru
birşeyler: yanlış

Ocak adlı metinden alınmış aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerini tespit ederek bu işaretlerin hangi amaçla kullanıldığını ve metnin anlamına katkısını belirtiniz.

BÜYÜKANNE — Vah vah vah… Hepsi asi bunların. Tabii evde bir erkek olmazsa böyle olur. Uşakların elinde rezil olduk gitti. Bunları tekrar nasıl nizama sokarım ben? Vah vah…
(Özcan aynı hızla döner: Bulaşığa başlar. Üstüne su sıçratır.)
ÖZCAN — Tu Allah kahretsin! Söylüyorum yahu, yapamıyorum işte. Üstüm başım mahvoldu. (Hırsla, çocuk telaşı ile siler, söylenir.)
BÜYÜKANNE — Sen daha önce nerde çalışmıştın bakayım?
ÖZCAN — Cehennemin dibinde.
(Fazıl hızla sokak kapısından içeri girer. Halinde bir tuhaflık vardır. Önce sağ kapıya yürür; sonra vazgeçer.) BÜYÜKANNE — İşte öteki de geldi.
FAZIL — (Durur.) Akşamlar hayrolsun büyükanne.
ÖZCAN — Şu halime bak.
FAZIL — Annem nasıl?
ÖZCAN —Yatıyor.
FAZIL — Ötekiler gelmedi mi?
ÖZCAN — Hayır.
FAZIL —Allah Allah…
ÖZCAN — Ne var?
FAZIL — Hiç. Babam öğleyin uğradı mı?
ÖZCAN — I-ıh… Nihat’ı yollamış.
FAZIL — Peki. (Huzursuz dolaşır. Önüne çıkan tabureye tam tekme atacaktır.) Çekil ulan önümden… (Vazgeçer.) Özcan, dinle beni. Birazdan gelirler. Ben eve uğramadım, anladın mı? Gelmedim ben.

Nokta: Biten ifadelerden sonra kullanılmıştır.
Kısa çizgi: Tiyatro metinlerinde konuşma ifadelerinden sonra kullanılmıştır.
Üç nokta: Tamamlanmamış ifadelerden sonra kullanılmıştır.

A. Yazma Tür ve Tekniklerini Tanıma

İncelediğiniz metinlerden hareketle geleneksel tiyatronun eğlence kültürümüzdeki yeri, Osmanlı toplumunda bir arada yaşama kültürü, isimlerle karakterler arasındaki ilişki, yanlış anlamalar ve şive taklitleri gibi konulardan birini tercih ederek aşağıdaki aşamaları da dikkate alarak bir yazı yazınız.

1. Hazırlık
* Konuyu belirleyiniz.
* Yazacağınız metnin amacını ve hedef kitlesini belirleyiniz.
* Yazınızda okuyucuya vermek istediğiniz temel düşünceyi ve yardımcı düşünceleri belirleyiniz.
* Bunları yaparken okuduğunuz kitaplardan, yaptığınız gözlemlerden, okul ve çevre eğitiminden faydalanabilirsiniz.

2. Planlama
* Tercih ettiğiniz konu üzerinde bir ön çalışma yapınız.
* Öğrendiğiniz bilgileri bir araya getiriniz.

3. Taslak Metin Oluşturma
* Yukarıdaki çalışmalarınız doğrultusunda metninizi oluşturunuz.
* Vermek istediğiniz iletiyi belirleyiniz.
* Yazınıza içerikle ilgili kısa, ilgi çekici bir başlık bulunuz.
* Hazırladığınız yazı taslağını geliştirerek metin hâline getiriniz.

4. Metni Düzenleme ve Geliştirme
* Metninizi oluştururken iyi bir anlatımda bulunması gereken açıklık, akıcılık, yalınlık, duruluk gibi özellikleri dikkate alınız.

* Yazınızda farklı cümle yapılarını ve türlerini (basit, birleşik, sıralı, bağlı, eksiltili, devrik, kurallı, isim cümlesi, fiil cümlesi) kullanmaya özen gösteriniz.
* Yazma aşaması bittikten sonra metninizi tutarlılık, cümle ve paragraflar arası ilişki, başlık, kelime tercihleri açılarından değerlendiriniz.
* Metninizde anlatım bozukluğu, yazım ve noktalama hataları varsa düzeltiniz.

Cevap: GELENEKSEL TİYATRONUN EĞLENCE HAYATIMIZDAKİ YERİ

Geleneksel Türk tiyatrosu denildiğinde Karagöz, ortaoyunu, meddahlık, hokkabazlık, kukla ve köy seyirlik oyunları akla gelmektedir. Bu geleneksel tiyatro türleri Türklerin toplumsal yaşamında önemli bir yere sahiptir, yüzyıllar boyunca eğlence kültürünün vazgeçilmez ögeleri olmuştur. Geleneksel Türk tiyatrosu Osmanlı sarayında olduğu gibi halk arasında da büyük ilgi görmüş, özellikle kahvehanelerde İstanbul’da ve Anadolu’da halkın eğlence gereksinimini yüzyıllar boyunca karşılamıştır. Eskiden ramazan gecelerinde mutlaka ramazan eğlencesi yapılır, büyük bir sabırla beklenen iftar topu atıldıktan sonra iftariyelikler sofraya gelirdi. İftar yemeğini yiyen herkes doğruca Karagöz ve Hacivat gösterisi seyretmeye giderdi. Karagöz oyunları sadece şenliklerde, düğünlerde, kahvehanelerde değil günlük hayatın her alanında görülmekteydi. Karagöz oyununda Osmanlı’yı oluşturan farklı etnik gruplar toplum hayatının bir parçası olmuş ve bunlar perdeye yansıtılmıştır. Bu tiplemelerin günlük hayattan doğal kişiler olması kültürel etkileşimi canlı tutmuş, bir arada yaşama kültürüne katkı sunmuştur.

B. Uygulama
Oluşturduğunuz metni arkadaşlarınızla paylaşınız.
* Paylaştığınız metnin hukuki, ahlaki ve mesleki sorumluğunun bilincinde hareket etmeye özen gösteriniz.

SÖZLÜ İLETİŞİM ÇALIŞMALARI

B. Uygulama
* Meddahla ilgili öğrendiklerinizi de dikkate alarak izlediğiniz bir meddah ve stand-up gösterisinden hareketle kısa bir meddah oyunu hazırlayıp sınıfta arkadaşlarınıza sununuz.
* İnternetten Karagöz oyunu videoları izleyiniz.
Cevap
: Ali Askar Ağa’nın Bursa Seyahati

Ali Askar (Acem) — Bana bah, Sururi Efendi. Davullar ki çalınır ne vardır gardaş? Düğün vardır.

Sururi— Valla bilmiyorum Ali Askar. Bir kere sorduralım. Garson!..

Garson (Bursalı göçmen) — Efendim?

Sururi— Bak davullar çalınıyor oğlum, şu nedir, öğreniver.

Garson— Efendi dayı, pınar başında pehlivan güreşi var da o nişten (için, o yüzden) çalıyorlar.

SururiAli Askar, pehlivan güreşi varmış, pınar başında. İran’da pehlivan var mıdır ve İran halkının ne dereceye kadar pehlivanlığa merakı vardır?

Ali Askar — Sururi Efendi, sararaten yalan danışmaram. İran’da her kişi pehlivandır, hatta özüm de pehlivanam ha.
Sururi— Maşallah.

Ali Askar — Beli!..
Sururi— Öyleyse gidelim de seninle Türk aslanlarını seyredelim.

Ali Askar — Gidelim, men çok nice severem pehlivan güreşi.
Bir Ses — (Anlarlar.) Pınar başında.
SururiAli Askar Ağa.

Ali Askar — Ne vardır, Hacı Sururi Efendi?

Sururi— Bak bu ufak pehlivanlara, bunlara deste güreşi derler.
Ali Askar — Beli, o destler Tehran’da da vardır.

Sururi— Hah, bak şimdi daha büyükleri çıktı. Bunlara küçük orta derler.

Ali Askar — Bilirem ağam, küçük ortayı da bilirem.
Sururi— Dikkat et, başpehlivanlar çıkıyor. Bak gördün mü, sarı pehlivanı, sarı bıyıklıyı?

Ali Askar — Görmüşem.
Sururi— O kim biliyor musun?

Ali Askar — Yoh, bilmirem.
Sururi— Ona meşhur, Mihaliçli Hasan pehlivan, derler. Onun daha kolunu bükecek, kainata kimse gelmemiştir. O karayağız olan da inkayalı İbram Pehlivan.

Ali Askar — Onlar pehlivandır?
Sururi — Elbette.

Ali Askar — Sururi Efendi, ne diyesen gardaş? Onlar çocuktur.
Sururi — Neler?

Ali Askar — Onlar.
Sururi — Yok canım çocuk olur mu? Yaptığın şeye bak Ali Askar, onlar hep en namdar pehlivanlardan.

Ali Askar — Sururi Efendi, o sarı bıyıklı pehlivanı gördün?
Sururi — Evet.

Ali Askar — Hasan Pehlivan, diyesen.
Sururi — Evet.

Ali Askar — O Tehran’a geldi.
Sururi — Ne vakit?

Ali Askar — Çok oldu.
Sururi — Eee?

Ali Askar — Şahın bi pehlivanı vardı, adına Hurşid-i MeIla diyeler.
Sururi — Eee?

Ali Askar — Günde on sekiz yüz kişi yener gardaşım(?) Hatta Şah ferman eyledi ki bu Hurşid-i MeIla ile Hasan Pehlivan üleşsin, meydana çıktılar, ellerini şaklattılar. Hasan Pehlivan’ın sekiz metre boyu vardı, yedi metre galınlığı vardı ha… Bu Hasan Pehlivan’a parmağın havale eyledi, bahırlar( bakarlar) Hasan Pehlivan yok. Semavata gitmiş. On yedi gün sonra telgraf geldi. “Hasan Pehlivan salimen Bandırma’ya vasıl olmuş.” diyeler.

Yahudi — Aşk olsun haci efendi. Maşallah be. Sizin memlekette artik otomobile, şimendüfere lazımlık kalmadı. Birisi Paris’e gidecek, çağır pelivani vursun parmağı. Birisi Londra’ya gidecek çağir pelivani vursun parmaği. Ama biraz dikkat et, yavaş yavaş vursun, belki ahrete götürür.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri