Asıl Sınav Şimdi Başlıyor

Faruk ARDIÇ

Geçtiğimiz Pazar günü Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) gerçekleştirildi. YGS’yi hedeflediği gibi sonuçlandıran adaylarda bir rahatlama gözlenirken sınavı hedeflediği biçimde sonuçlanamayan adaylarda ise bir huzursuzluk gözleniyor. Özellikle YGS’de beklentilerinin altında kalan adaylar kalan zamanda LYS hazırlıklarını bırakmayı düşünüyorlar. İki basamaklı olarak uygulanan son yıllardaki sınav sonuçları bize gösteriyor ki sınavın asıl kazananları YGS sonrası motivasyonunu kaybetmeyip LYS için elinden geleni yapanlardır.

     Bazı öğrenciler ise yanlışlarla karşılaştıklarında moralleri bozulacağı için sınav soru ve cevaplarına bakmamayı tercih ediyorlar.

Şu sıralar öğrencilerin en çok merak ettiği sorular ise şunlar:

- YGS’nin LYS’ye etkileri ne kadar olacak?
- YGS telafi edilebilir mi?
- Kalan zamanı verimlilik adına nasıl değerlendirmeliyim?

Bu ve benzeri sorulara cevap bulan adaylar hazırlık sürecinde daha rahat olacaklar ve bilinçli olarak çalışmalarına devam edecekler.

 Şimdi LYS zamanı

Geçen yıl üniversite sınavına girenler LYS konusunda daha tecrübeliler bu gerçeklerin bir kısmını geçen yıl yaşayarak öğrendiler. Bu yıl ilk kez üniversite sınavına girenler ise geçmiş tecrübelerden örnek alıp çok vakit geçirmeden tamamen LYS çalışmalarına başlamaları gerekir. Bu aşamada en önemli noktalardan bir tanesi YGS sonucunu doğru değerlendirip buna göre gerçekçi bir şekilde doğru LYS sınavlarını seçerek buna hazırlanmak.

 YGS tek başına belirleyici değil

İki basamaklı sınav sisteminin avantajı YGS’si hedeflediği gibi giymeyen adaylar için LYS’lerin telafi niteliğinde olmasıdır. Çünkü yerleştirmede esas alınacak toplam puan hesaplanırken YG, LYS ve başarı puanları belirli katsayılarla çarpılarak belirleniyor. Buna göre üniversite yerleştirme puanına bu üç ana kaynak etki ettiğine göre YGS tek başına belirleyici kriter olmamaktadır. ÖSYM’nin Başvuru Kılavuzunda YGS’nin LYS’ye etki durumunu yüzde 40 olarak görülüyor. Fakat bu durumu “YGS’de alınan puanların yüzde 40’ı LYS’ye eklenecek” şeklinde algılamak yanlış olmaktadır. Yani, YGS de ilgili puan türünden alınan puanların % 40’ ı ilgili LYS puanına eklenmeyecektir. Çünkü YGS ve LYS’ler kendi içinde değerlendirilecek. Örneğin, YGS-5 puanı değerlendirilirken 160 soru temel alınırken, TM-3 puanın değerlendirilmesinde YGS de adayların çözmekle sorumlu oldukları 160 soru da dahil soru sayısı 330 oluyor. Yine, MF-3’ten tercih yapmayı düşünen bir aday YGS’de sosyal bilimler testinden 40 soruyu hiç cevaplamadığında MF-3 puanı hesaplanırken yüzde 7 katkıyı alamayacak. Buna göre, YGS’de net yapma oranı düştükçe LYS’ye etki oranında da düşme gözlenecek. 
Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında, adayların YGS’si beklendiği gibi geçmemiş olsa dahi morallerini bozmadan LYS çalışmaları arttırarak sürdürmeleri gerekir. Bu süreç içinde adaylar, ciddi bir maça hazırlanan sporcular gibi yaşantı ve moral-motivasyonlarına dikkat etmeliler. Asıl olarak puanlama LYS ile elde edileceğinden dolayı kesinlikle çalışmalar bırakmamaları gerekiyor. Özellikle bu dönemde hedefine kilitlenmiş adayların LYS çalışmalarını arttırarak devam ettirmeleri en isabetli bir yaklaşım olur.Asıl hesaplamaya katkı sağlayacak yüzde 60-70’i puan henüz geride. Adaylar bundan sonraki süreçte bir durum değerlendirmesi yaparak“Toplam puanımı ne yaparsam daha yukarı çıkarabilirim?” , “ Tercih edeceğim fakülteye kaynaklık eden temel derslere nasıl yönelmeliyim” türüstratejiler belirlemeli ve zaman kaybetmeden harekete geçmeliler.Bu bağlamda LYS soru sayılarını düşündüğümüzde YGS’deki her türlü durumun telafisi LYS ile mümkün yeter ki bu gerçekle yüzleşip LYS için gerekli çalışmayı göstermektir.

LYS çalışmalarında tekrar önemli

YGS’de daha çok kavrama yeteneği, bilgiyi kullanma becerisi ve zihinsel beceriler ölçülürken LYS’lere ise daha çok bilgi düzeyi ölçülmektedir. Bu nedenle LYS çalışmaları, YGS çalışmalarından farklı olmalıdır. Öncelikle adayların girecekleri LYS’lere kaynaklık eden derslerle ilgili ön bilgilere sahip olmaları için düzenli ve yoğun bir çalışılmaları gerekmektedir. Bilgi basamağındaki konuların öğrenilmesinde en önemli süreç konuyla ilgili yapılan tekrarlardır. Buna göre LYS hazırlık sürecinde öğrenilen bilgilerin kalıcı olması için derslerin aralıklı tekrarlarının yapılması önem kazanmaktadır.

İki sınav arası bunlara dikkat!

Üniversiteye giriş sınavları test tekniğine dayalı sınavlardır ve bunlarda başarılı olmak test çözme becerisi kazanmayı gerektirir. Test tekniğine dayalı sınavlarda zamanı ve bilgiyi en doğru şekilde kullanmak öğrenciyi başarıya götüren basit ama önemli detaylardandır. Bu da dikkatli test çözme, soru kalıplarını öğrenme ve okuma hızını arttırmakla mümkün olmaktadır.

LYS’lere çalışılınca karşılığın alınacağı sınavlardır

LYS’lerde adayların kendi alanlarından sorumlu olacakları için çalışması ve öğrenmesi YGS’ye göre hem kolay hem de zevkli ve çoğunlukla bilgiye dayalı sorulardan oluştuğu için daha çok çalışmalarının karşılığının alınacağı sınavlardır. YGS’de 4 farklı alandan 160 dakika süre verilirken LYS’lerde 5 ders için iki sınav ve yaklaşık 250-270 dakika zaman tanınacak. Bu da bir soruya yaklaşık buçuk dakika süre düştüğü anlamına gelir. Buna göre LYS’ler, YGS’lere göre biraz daha rahat geçecek demektir. Geçen seneki adayların YGS sonuçları analiz edildiğinde, LYS netlerinin daha yüksek olduğunu gözlendi. Bu sene de adaylar YGS’ye takılmadan biran önce LYS’lere kaynaklık eden ders konuları ve çalışılacak kaynakları belirlemeli, zaman planlanması yapmalı, konular bitince de deneme sınavlarıyla çalışmaların yeterliliğinin denetlenmeliler.

Öğrenme görecelidir

Her adayın algısı, dikkati ve öğrenme şekli farklıdır. Adayların, çalışırken öncelikle kendi özelliklerini tanıması ve bu özelliklere göre bir çalışma planı hazırlaması gerekir. Bir öğrenci matematikte zorlanırken diğer öğrenciye sözel konular zor gelebilir. Zor gelen derslerin dikkatin en yoğunlaştırılabilecek saatlerde çalışılması gerekiyor. Verimli saatler birçok insan için sabah saatleridir. Soruyu çok fazla okuyarak zihni karıştırmamak gerekir. Soru çözmeyi sağlayacak soru metninde yer alan önemli kelimelerin altını çizmek ve test çözerken dikkat dağıldığında kendinizi yoğunlaşmaya zorlamak yerine 10 dakikalık bir ara vermek daha faydalı olur.

Tekrar yapmaktan sıkılmayın

İnsan öğrendiğini çok hızlı unutur ancak başta ve sonda öğrenilen daha çok akılda kalır. Uzun bir dersi öğrenmeye çalışmak yerine, dersi daha küçük parçalara bölerek öğrenmek daha kolaydır ayrıca yapılacak çalışmada en iyi verimi almak için öğrenmeyi 20-40 dakikalık aralıklara ayırmak gerekir. Hazırlık sürecinde yapılan hatadan biri çözüme ulaşmadan verilen aralardır. Bu şekilde verilen aralar dikkat dağınıklığına ve konudan kopmaya sebep olur. 20-40 dakika ders çalıştıktan sonra 10 dakika tekrar yapıp sonrasında ara vermek daha faydalı bir çalışma yöntemidir. Her çalışma aralığı sonunda 10 dakika tekrar yapmak gerekir çünkü hiç tekrar yapılmazsa öğrenilenlerin yüzde 80’i unutulur. Notların tekrar yazılması veya çalıştıktan sonra notların tekrar hızla gözden geçirilmesi de hatırlamayı pekiştiren yöntemlerden biridir.

Okul derslerine devamlılık önemlidir

LYS’lere doğru her ne kadar adaylar daha çok pratik yapmayı tercih etse de eksik olduğunu düşündüğünüz dersleri dikkatlice dinlemek ve bilgilerinizi tazelemeleri her zaman iyi bir öğrenme yöntemlerindendir. Okulda veya dershanede işlenecek derslere daha önceden hazırlanarak gitmek bilgileri daha kolay özümsenmesine neden olduğu bir gerçektir.

Unutmamak gerekir ki, eğer adaylar YGS’de zorlanmışsa bu durum sadece kendi için değil sınava giren tüm adaylar için söz konusudur. O halde, yapılması gereken sadece LYS’lere odaklanıp YGS psikolojisinden bir an önce çıkmaktır. YGS beklenilenin altında gelme endişesi, havaların ısınması, LYS konularının bilgiye dayanması öğrencileri hedefinden saptırmamalıdır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.