Çanakkale'den Anadolu'ya geldiğimiz nokta

Ali CÖRE

Atalarımız hiç bir savaşta bizi biz yapan öz değerlerimize aykırı hareket etmemiştir. Şimdi biz ne oldu ki düşman askerlerine gösterdiğimiz saygı ve hürmeti aynı milletin fertlerine göstermiyoruz.
Sürekli toplumun içinde fay hatları oluşturyoruz. Mevcut fay hatlarını harekete geçiriyoruz.
Çiğnenen bizim toprağımız,doğranan bizim canımız. Kanı kan ile yıkamaya çalışıyoruz. Yangına bir damla su ile koşmak varken, kendi aleyhimize yangını körüklüyoruz.
Çanakkele'de şehit olan atalarımız bu gün uğruna kendilerini feda ettikleri topraklar üzerinde biri birine karşı canavarlaşmış, gülyabanileşmiş bir nesli görselerdi ne kadar perişan olurlardı.
Çanakkale'de yüzlercesi yaşanan centilmenlik örneğinden birisi şu şekilde cereyan etmişti. İşte bakın kendi toprağını işgal için gelmiş, canına kast eden düşmanına karşı bile dedelerimiz nasıl insanca davranmış. Savaşta bile kendi öz değerlerine aykırı hareket etmemiş.
“Karaya ayak basmak üzereyken pantolonum kan içindeydi. Halsiz ve bitkindim. Tam o esnada tüfeğine süngüsünü takmış bir Türk askerinin bana doğru hızla koşarak geldiğini gördüm. Güçlükle sahile çıkabildim. Kurtulmuştum ama bana doğru gelen askerin süngüsünden nasıl kurtulacaktım?... Türk askeri yanıma yaklaştı. Yere diz çöktü. Cebinden çıkardığı sargı beziyle yaramı sardı. Sonrada sırtından kaputunu çıkardı, titreyen ıslak vücuduma örttü. Üzerimize yağan mermi yağmuruna rağmen hiç aldırış etmeden koluma girdi. Yavaş yavaş geriye yürüdük. Türk siperlerine yaklaştık. Beni orada da iyi karşıladılar. Türkler bana sıcak çay ikram ettiler…” (Öteki Tarih; Ayşe Hür)

YARADAKİ BİR TUTAM OT

Fransızlar, Çanakkale savaşlarınada çok ağır kayıp vermişlerdir. Kirte savaşlarında sağ kolunu kaybeden bir Fransız subayı bir hatırasını şöyle anlatmaktadır:

“Biz Fransızlar, Türkler gibi mert bir millet ile savaştığımız için övünebiliriz. Şiddetli bir süngü harbinden sonra savaş alanını dolaşırken, bir Türk neferinin kendi gömleğini yırtarak, bir Fransız askerinin yarasını sardığını gördüm.

- Niçin öldürmek istediğin askere yardım ediyorsun? Diye sordum. Mecalsiz Türk askeri şu cevabı verdi:

-Bu asker yaralanınca, cebinden yaşlı bir kadın resmi çıkardı… Herhalde resimdeki annesi olacktı. Benim ise kimsem yok, o kurtulsun annesinin yanına dönsün istedim.

Bu asil davranış karşısında gözyaşlarımı tutamadım. Bu esnada emir subayım Türk askerinin yakasını açtığında, gördüğüm manzara karşısında yanaklarından sızan yaşlarımın donduğunu hissettim. Çünkü Türk askerinin göğsünde bzim askerden daha derin bir süngü yarası vardı ve bu yarasına bir tutam ot tıkamıştı. Az sonra ikisi de öldüler.’’

Hayatta bazı zaman dilimleri vardır ki farklı dile farklı lisana sahip insanlar sadece duyguları ile anlaşırlar. Anne sevgisi dsünyadaki en değerli sevgilerden biridir. Anneler dünyanın her yerinde aynıdır. Ana yüreği hep aynı yanar. Dünya belki de annelerin mutluluğu kadar mutlu olabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.