Hanefilik nedir

Hanefilik nedir, İmam-ı Âzam Ebû Hanife hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Hicri ilk iki yüzyılda Kûfe merkezli olarak çıkan ve ismini kurucusu sayılan büyük fakih İmam-ı Âzam Ebû Hanife’den alan Ehl-i sünnet fıkıh mezheplerindendir.

Ebû Mansur Matüridi, Ebû Hanife’nin akaitteki yolunu daha ilerletmiş ve yaymıştır. Matüridi, Ebû Hanife’nin koyduğu esasları ve müdafaa usulünü sistemleştirmiş olduğu için Hanefîlere, itikatta “Matüridi” denilmektedir.

Ebû Hanife
Tam adı: Ebû Hanîfe Nu’mân b. Sâbit (d. 80/699 Kûfe/ö. 157/767 Bağdat) İslâm dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu, Sünni fıkhının en büyük imamı sayılan fıkıh ve hadis bilgini.
Künyesi: Ebû Hanife. Künyesinin verilmesiyle ilgili şu yorumlar yapılmıştır: Iraklılar arasında “hanife” denilen bir tür “divit” veya “yazı hokkasını” devamlı yanında taşımasından dolayı verilmiştir. Hanif kelimesinin sözlük anlamından hareketle “haktan ve istikametten ayrılmayan bir kimse” olmasından dolayı bu isim verilmiştir.
Lakabı: İmâm-ı Âzam.
Ailesi-Çocukluk ve Gençliği: Nesebi Nu’man b. Sâbit b. Züta b. Mah’tır. Aslen Arap olmayan Ebû Hanife’nin dedelerinin Fars kökenli olduğu rivayet edilir. Diğer bir rivayette Türk olduğudur. Ebû Hanife’nin dedelerinin ana yurdu olan bölgede Türkler de dâhil birçok Müslüman kavmin yaşamakta oluşu, onun aslen Türk olabileceği ihtimalini de akla getirmektedir. Torunu İsmail’in bildirdiğine göre babası Sâbit Hz. Ali’yi (r.a.) ziyaret etmiş, o da kendisine ve zürriyetine duada bulunmuştur.

İmam-ı Âzam
“En büyük imam” anlamındadır. Ebû Hanife Nu’man bin Sâbit’e öğrencileri ve yaşadığı toplumda verilen lakaptır. Bu lakabın verilmesi çağdaşları arasında seçkin bir yere sahip bulunması, fıkhî düşünce ve ictihad metodunda belli bir çığır açması, döneminden itibaren birçok fakihin onun görüşleri ve metodu etrafında kümelenmiş olması, çözümü zor olan sorunları kolayca sonuçlandırmasından dolayıdır.

Şahsiyeti ve İlmi Yönü: Takvası ve Allah’a (c.c.) boyun eğmedeki titizliği ile meşhur, zengin, kendini her ziyaret edene iyilik yapması ve bağışıyla tanınan, gece gündüz ilim öğretme gayreti içinde sabırlı ve ısrarlı, hükümdardan gelecek menfaat ve servetten kaçınan bir kimsedir. Üstün anlayış ve derin bir kavrayışa sahipti. İnandığını ve hak bildiğini söylemekten hiç çekinmezdi. Az konuşur fakat fıkıhtan sorulunca sel gibi coşardı. Ebû Hanife, küçük yaşta Kur’ân-ı Kerim’i ezberlemiş ve Arapça’nın o zaman tasnif edilmekte olan sarf, nahiv, şiir ve edebiyatını öğrenmiştir. Gençlik yıllarında sahabeden bazısını görüp, onlardan hadis dinlemiş olduğundan “tabiin”den sayılır.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri