Secde suresi, 19. ayet, Teğabun suresi, 9. ayet, Fussilet suresi, 46. ayet ve Beyyine suresi, 7. ayetleri, ibadetin geniş anlamı

Secde suresi, 19. ayet, Teğabun suresi, 9. ayet, Fussilet suresi, 46. ayet ve Beyyine suresi, 7. ayetleri, ibadetin geniş anlamı çerçevesinde insana kazandırdıkları açısından arkadaşlarınızla yorumlayınız.

Etkinlik

“İman edip de salih amel işleyenlere gelince, onlar için yaptıklarına karşılık olarak varıp kalacakları cennet konakları vardır.” (Secde suresi, 19. ayet.)

“…Kim Allah’a inanır ve salih ameller işlerse Allah onun kötülüklerini örter, onu ve benzerlerini içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur.” (Teğabun suresi, 9. ayet.)

“Kim salih bir amel işlerse kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa aleyhinedir. Rabb’in kullara zulmedici değildir.” (Fussilet suresi, 46. ayet.)

“İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.” (Beyyine suresi, 7. ayet.)

Yukarıdaki ayetleri, ibadetin geniş anlamı çerçevesinde insana kazandırdıkları açısından arkadaşlarınızla yorumlayınız.

Müslümanlar ibadeti öncelikle Allah emrettiği için¸ O’nun rızasını kazanmak ve O’na olan teslîmiyet ve bağlılıklarını ifade etmek niyetiyle yaparlar. Bu anlayışla ibadet yapanların zihninde ibadetin ne kazandıracağına dair bir beklenti yoktur. Çünkü kazanç; ibadet edebilmenin alnı secdeye koyabilmenin¸ rükû yapabilmenin¸ saygıyla Allah’ın divanında durabilmenin¸ diline “Allah”¸ kalbine “sübhânellâh” dedirtebilmenin kendisi başlı başına bir kazançtır.

Secde suresi 19. âyette geçen cennetü’l-me’vâ tamlamasını bazı âlimler müstakil bir isim olarak düşünmüşlerdir; bu anlayışa göre tamlamayı “Me’vâ cenneti” şeklinde ve bir özel isim tarzında çevirmek gerekir. Fakat hâkim kanaate göre burada geçen “sığınılacak, barınılacak yer” anlamındaki me’vâ kelimesi cenneti nitelemektedir (Bekir Topaloğlu, “Cennet”, DİA, VII, 376); bu sebeple, belirtilen tamlama, meâlinde “huzur içinde kalacakları cennetler” şeklinde çevrilmiştir.

Teğabun suresi, 9. ayette geçen yevmü’t-tegābün tamlaması “kayıp ve kazancın ortaya çıkacağı gün” şeklinde tercüme edilmiş olup buradaki tegābün kelimesi hakkında geniş açıklamalar yapılmıştır. Bu kelimenin kökü olan gabn (gabn, gaben) masdarı sözlükte “gizlemek, unutmak, hata etmek, zayıf olmak ve aldatmak” gibi mânalara gelir.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri