Yalan (Evlilik Okulu)

Sema MARAŞLI

Evlilik hayatında en değerli şey güven duygusudur. Güven de ancak dürüst olunarak sağlanabilir. Evliliğe niyet eden çiftler daha söz, nişan safhasından itibaren birbirlerine yalan söylememeli ve birbirlerini yalan söylemek zorunda bırakmamalıdırlar.

Evlilikte yalan varsa, iki sebebi vardır. Birincisi taraflardan biri bunu çocukluğundan beri alışkanlık edinmiştir. Ya aile baskısı ile büyümüştür ya da ailede çok yalan söyleniyordur. Bu durumda kişi yalan söylemeyi bir hata, büyük bir günah olarak bile görmez. Yalana alışmış birisi dürüstlüğe çok değer veren biri ile evlenirse ikisinin de işi zordur. Dürüst olan taraf sürekli incinir, kendini güvende hissetmez. İki taraf da yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmişlerse birbirlerini idare etmeleri daha kolay olur. Tabii evlilikleri pek sağlam olmaz. Dinimiz yalanı yasaklamış, dürüstlüğe çok değer vermiştir. Peygamberimiz: “Mümin yalan söylemez.” buyuruyor. Yalan alışkanlığı olanların bundan acilen kurtulmaları lazımdır.

Bazılarının hayatına da yalan evlendikten sonra girer. Evlilikte psikolojik baskı varsa, yalan kurtuluş reçetesi gibi görünebilir. Kocasının ona yalan söylediğinden şikayetçi olan bir hanıma “Kocanızın işlerine ve gittiği geldiği yerlere karışır mısınız?” diye sordum. “Tabii ki. Görüşmesini istemediğim arkadaşları var.” dedi. Böyle olunca ne oluyor? Kocası arkadaşı ile görüşse, evde tatsızlık olmasın diye bir şeyler uydurmak durumunda kalıyor. Bazı hanımlar erkeğin kendi ailesi ile görüşmesini istemiyorlar. Erkek onlarla gizli görüşüyor ve karısına da onun kızmayacağını düşündüğü bir yalan atıveriyor. Bu yalanın vebali hem kadına hem erkeğe yazılır. Kadın buna sebep olduğu için. Erkek de Allah’tan çok karısından korktuğu için.

Şu dünya da yalan kimseyi kurtarmış değildir. Bir şekilde kişinin ayağına dolanır, kişi yakalanır, ona duyulan güven yerle bir olur. Yalan söyleyen hele ki erkekse iyice çabuk yakalanır. Erkek beyni detaycı yaratılmadığı için yalan söylerken ya da gizli iş yaparken detayları hesap edemez, bu yüzden de yakalanır.

Erkek de karısı üzerinde onu yalana sevk edecek baskı kurmamalıdır. Özellikle karısının ev işi ve çocuk yetiştirmek gibi işlerine müdahale etmemelidir. Mesela; erkek karısından çocuğu her gün banyo yaptırmasını istiyor, bu kadının zoruna gidiyor ve çocuğu yıkamasa da “yıkadım” diyor. (Tabii bu arada çocuk da yalana alışıyor.) Ya da çocuk arkadaşları ile oynarken kavga ediyor kafasına bir oyuncak yiyor, alnı morarıyor, kadın korkusundan kocasına “çocuk düştü” diyor.

Yalan söylememek her doğruyu söylemek demek değildir. Gerekli olduğu kadar konuşmaktır. Doğruyu söyleyeyim diye söylenmesi gerekmeyen şeyleri de söylemeye gerek yok.

Evlilikte eşlerin birbirine hoşgörülü olması çok önemlidir. Hoşgörü olmayınca birbirleri üzerinde baskı kurduklarında yalan ortaya çıkacaktır. Yalan aile hayatına girdiğinde eşler birbirlerine hep kuşku ile bakacaktır. Kuşku olunca muhabbetten söz etmek biraz zordur.

www.cocukaile.net

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.