10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı – Sayfa 92-93 Cevapları
Uygulama 4.2 – Mağara Benzetmesi
Aşağıda tanımı verilen kavramların mağara benzetmesindeki karşılığını yazınız.
Bilgi (Episteme): Doğruluğu kanıtlanmış ve sağlam gerekçelere dayanan inançtır.
Cevap: Mağaradan kurtulan mahkûmun dış dünyadaki gerçek nesneleri ve Güneş’i görerek hakikati anlamasıdır.
Sanı (Doksa): Kesin olmayan, doğrulanmamış inanç, tahmin veya sübjektif algıdır.
Cevap: Mağaradaki mahkûmların duvardaki gölgeleri gerçek sanmalarıdır.
Gerçeklik: Var olan her şeyin toplamıdır.
Cevap: Mağaranın dışındaki gerçek varlıklar, ışık ve idealar dünyasıdır.
Doğruluk: Bilginin gerçeğe uygunluğudur.
Cevap: Mahkûmun dış dünyayı gördüğünde düşüncelerinin gerçek nesnelerle örtüşmesidir.
Sorular ve Cevaplar
1) Bilgi ve sanı arasındaki farkı, mahkûmların gördüğü gölgeler ile dış dünyadaki nesneler arasındaki farktan yararlanarak açıklayınız.
Cevap: Gölgeler gerçeğin yalnızca yansımasıdır ve sanıyı temsil eder.
Oysa dış dünyadaki nesneler hakikatin kendisidir ve bilgiyi temsil eder.
Bu nedenle sanı, eksik ve yanıltıcıdır; bilgi ise gerçeğe dayalı ve tamdır.
2) Platon’a göre bilgiye ulaşmak için hangi aşamalardan geçilmesi gerektiğini açıklayınız.
Cevap: Platon’a göre bilgiye ulaşma süreci şu aşamalarla gerçekleşir:
1️⃣ Duyulara dayalı sanılardan kurtulmak
2️⃣ Akıl yürütmeye yönelmek
3️⃣ Gerçeği kavramak için idealar dünyasına yükselmek
4️⃣ En sonunda “iyi ideasına” ulaşarak hakikati tam anlamıyla görmek
Bu, insanın karanlıktan aydınlığa çıkışını temsil eden bir eğitim ve aydınlanma sürecidir.
3) Sizce mağaradakiler mi yoksa mağaradan çıkanlar mı gerçekliğin bilgisine sahip olur? Gerekçelendirerek açıklayınız.
Cevap: Gerçekliğin bilgisine mağaradan çıkanlar sahip olur.
Çünkü onlar yalnızca gölgeleri değil, gerçeğin kaynağı olan Güneş’i ve nesnelerin kendisini görür.
Bu da onların bilgiyi aklî kanıtlarla kavradığını gösterir.
4) Doğruluk ve gerçeklik arasındaki ilişkiyi Platon’un mağara benzetmesi üzerinden açıklayınız.
Gerçeklik, var olanın kendisidir.
Doğruluk ise düşüncenin bu gerçeğe uygunluğudur.
Mağaranın içindeki gölgeler gerçekliğe uygun olmadığı için yanlıştır;
dışarıdaki nesneler ise düşünceyi doğruya ulaştırır.
Bu nedenle doğruluk ancak gerçeklikle uyum sağlandığında ortaya çıkar.