10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 114-115-116 Cevapları Meb Yayınları

10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 114-115-116 Cevapları Meb Yayınları
10. Sınıf Meb Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 114, 115, 116 Metni Anlama ve Çözümleme Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilrisiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Okuduğunuz şarkının temasını belirleyiniz.
Cevap: Sevgilinin güzelliği ve ona duyulan özlemdir.

2. Şarkıdaki dize tekrarlarının işlevini belirleyiniz.
Cevap
: Bu nakaratlar şiirde ahengi ve akıcılığı sağlar.

3. Şiirde söyleyici ile hitap edilen kişi arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.
Cevap
: Şair, sevgiliye deli divane âşıktır ama onu görememektedir. Bundan dolayı acı çekmektedir ve bayramı onu görebilmek için bir şans olarak görmektedir. Şiirde sevgilinin şaire karşı tutumuyla ilgili bir detay yer almamaktadır.

4. Şiirdeki mazmun, imge ve edebî sanatları belirleyerek bunların anlama katkısını değerlendiriniz.

1. Dörtlük:

  • Nida: Ey benim… diye seslenme var.
  • Mübalağa: Yolunda hake yeksan olduğum (yolunda toprak olduğum)
  • Teşbih : …bülbül gibi nalan olduğum.

2. Dörtlük:

  • İstifham: Şair sevgiliye soru sorarak söylemek istediğini daha güçlü bir şekilde ifade etmiştir.
  • Mübalağa: Herkesin sevgiliye âşık olması ve bundan dolayı dayanacak takatlerinin kalmaması.

3. Dörtlük:

  • Nida: Eh meh-lika diye sevgiliye sesleniliyor.
  • Teşbih: Sevgilinin yüzü (lika) aya (meh) benzetilmiş.

4. Dörtlük:

  • Teşbih: Sine-i billur derken sevgilinin sinesi beyazlığı yönünden “duru ve kesme cam” anlamındaki billura benzetilmiş.

5. Dörtlük:

  • Teşbih: “Sen açıl gül gibi” derken sevgili güle benzetiliyor.
  • Telmih: Gül-bülbül (hezar) aşkı hatırlatılıyor

5. Aşağıdaki parçadan hareketle Nedim’in sanat anlayışının şiirdeki yansımalarını değerlendiriniz.

Nedîm (1681-1730), Osmanlı şairleri arasında devriyle birlikte anılan, hatta özdeşleşen müstesna şairlerdendir. Lale Devri’nde Nedîm’le aynı muhitte yaşayan ve devrin havasını onunla birlikte teneffüs eden pek çok şair yetişmesine rağmen devrinin ruhunu onun kadar eserine yansıtan olmamıştır. Onun için Türk şiirinde Lale Devri ve Nedîm isimleri genellikle birlikte hatırlanır. Her ikisi de tumturaklı, her türlü kaygıdan uzak, gösterişli ve görkemli olmakla birlikte hazin bir sonla noktalanan yaşama biçimini temsil eder. (…)

Nedîm Divanı’nda önceki asırların gazellerinde görülen tasavvufi derinlik ve zihni tasarrufla a dayalı ustalık merakı yoktur. Onun şiirlerinde sanki her şey kendiliğinden olmuş izlenimi verir. Özellikle “Nedîmâ- ne” şiirlerinde Türkçenin nabız atışlarını duyar, Lale Devri’nin zevk ve yaşama üslubunun nahif çizgilerini buluruz. Bu bakımdan Nedîm, sadece tarihsel olarak değil, duyuş ve deyişiyle de diğer divan şairlerine nispetle modern Türk şiirine daha yakın durmaktadır.
Cevap: Gerçekten de bu şiirde İstanbul’un Lale Devri’deki yaşamının yansımaları vardır. Şair, sevgiliye Feyz-abad, Asaf-abad, Sadabad gibi o zamanın eğlence yerlerine gitmesini söylüyor. Şiirde tasavvufi ögeler hiç yoktur. Şair ne söylemek istiyorsa bunu sevgiliye doğrudan söylemiştir. Divan şiirine hâkim olan soyut aşk anlayışının yerini bu şiirde somut bir aşk ve sevgili almıştır.

Etkinlik

a. Hikmet, İlahi, Gazel (Fuzuli) ve Kaside adlı metinlerin beyitlerini ortadan bölerek bu şiirlerin yapısını dörtlük nazım birimine dönüştürünüz.

– Hikmet:

Işkıng kıldı şeyda beni
Cümle âlem bildi meni
Kayğum sensen tüni küni
Menge sen ok kereksen

– İlahi:

Işkun aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanaram düni güni
Bana seni gerek seni

– Gazel:

Meni candan usandırdı
Cefadan yar usanmaz mı
Felekler yandı ahımdan
Muradım şemi yanmaz mı

– Kaside:

Gül devri ayş eyyamıdır
Zevk u safa hengâmıdır
Âşıkların bayramıdır
Bu mevsim-i Ferhunde dem

b. Şiirlerin bu özelliğinin metnin ahengine katkısını tartışınız.
Cevap
: Bu şiirler iç uyağa (seci) sahip olduğu için dizeler ortalarından bölünüp dörtlük haline yani musammat hâle getirilebilmektedir. Bu durum şiiri ahenkli bir duruma getirmektedir.

Dil Bilgisi

1.

Bahçenizde nar ağacı
Kimi tatlı kimi acı
Gönüldeki derd ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz

Deryalarda olur bahri
Doldur da ver içem zehri
Sunam gurbet elin kahrı
Ya çekilir ya çekilmez

a. Bu dörtlüklerdeki isim tamlamalarını bulunuz.

Bu dörtlükteki isim tamlamaları şunlardır:

  • Nar ağacı
  • Derd ilacı
  • Elin kahrı

b. Bulduğunuz isim tamlamalarının türlerini belirleyiniz.

Bulduğum isim tamlamalarının türleri şunlardır:

  • Nar ağacı: Belirtisiz isim tamlaması
  • Derd ilacı: Belirtisiz isim tamlaması
  • Elin kahrı: Belirtili isim tamlaması

c. Bu isim tamlamalarının metindeki işlevlerini belirleyiniz.
Cevap
: Bu isim tamlamaları iki ismin bir araya gelerek birbirlerinin anlamını tamamlamasıyla oluşmuştur. “Derd ilacı” ve “gurbet elin kahrı” cümlede sözde özne durumundadır.

2. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

İslamiyet’in kabulünden önce Türklerde “baksı, kam, ozan, şaman” gibi adlar verilen kişiler tarafından “kopuz” denen bir çalgı eşliğinde şiirler söylenirdi. Arı bir dil, hece ölçüsü ve dörtlük nazım birimi ile söylenen bu şiirler, Türklerin İslamiyet’in kabulünden önceki yaşayış ve kültürlerini yansıtmaktadır. Bu şiirlerde doğa, aşk, yiğitlik ve ölüm en çok işlenen temalardır. Koşuk, sagu, destan ve sav (atasözü) bu dönemde görülen türlerdir.

Noktalama işaretlerinin kullanım amaçları kısaca şöyledir:

  • İslamiyet’in: Kesme işareti özel ada gelen tamlayan ekini ayırmak için kullanılmış.
  • “baksı, kam, ozan, şaman”: Tırnak işareti vurgulanmak istenen sözcükler için, virgül eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılmış.
  • “kopuz”: Tırnak işareti vurgulanmak istenen sözcük için kullanılmış.
  • söylenirdi. : Nokta, tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmış.
  • Arı bir dil, : Virgül eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılmış.
  • bu şiirler, : Virgül yüklemden uzak düşmüş özneyi belirtmek için kullanılmış.
  • yansıtmaktadır. : Nokta, tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmış.
  • doğa, aşk, yiğitlik: Virgül eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılmış.
  • temalardır. : Nokta, tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmış.
  • Koşuk, sagu, destan: Virgül eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılmış.
  • sav (atasözü): Yay ayraç sözcüğün eş anlamlısını vermek için kullanılmış.
  • türlerdir. : Nokta, tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmış.

3. Aşağıdaki tabloda verilen cümlelerde altı çizili kelimeleri inceleyiniz. Bu kelimelerin yazımlarıyla ilgili kuralları belirleyerek tabloda belirtilen yerlere yazınız.

• Koşuk örnekleri Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânu Lugâti’t-Türk adlı eserinde görülmektedir. (Özel ada gelen tamlayan eki kesme işaretiyle ayrılır.)
• Bu eserde Arapça ve Farsça sözcüklere yer verilmiştir. (Deyimler ayrı yazılır.)
• Kâşgarlı Mahmud, XI. yüzyılda yaşamış bir Türk dilcisidir. (Asır anlamındaki yüzyıl bitişik yazılır.)
• Nefeslerde genellikle tasavvufi dünya görüşündeki vahdetivücut ilkesi, tarikat kuralları konu edilir. (Arapça-Farsça tamlama biçimindeki sözcükler bitişik yazılır.)
• Sevgi, aşk, ayrılık, özlem başta olmak üzere pek çok tema mânilerde işlenmiştir. (Anlam karışıklığını önlemek için uzun okunan a ünlüsü üzerine düzeltme işareti konur.)
• Karşılıklı mânilerde mâninin kimin ağzından söylendiği belirtilebilir. (Kurallı birleşik fiiller bitişik yazılır.)
• Şiirin nazım biçimini ve nazım türünü tespit ediniz. (Birleşme sırasında herhangi bir ses türemesi veya düşmesi olmayan yardımcı fiille kurulan birleşik fiiller bitişik yazılır.)
• Nedîm’in divan şiirine getirdiği yenilikler, Lâle Devri’nin Osmanlı edebiyat ve sanatında bir neoklasisizm olarak gücünü hissettirmesine yol açtı. (Birleşme sırasında ses türemesi veya düşmesi olan yardımcı fiille kurulan birleşik fiiller bitişik yazılır.)

Etkinlik

Okuma Çalışmaları bölümünde edindiğiniz bilgilerden yararlanarak mâni ve koşma yazma çalışması yapınız. Çalışmalarınızda metin türüne özgü yapı özelliklerini (nazım birimi, nazım biçimi), dil ve anlatım özelliklerini (ahenk unsurları, imge ve söz sanatları) dikkate alınız.

Not: Yazılan şiirler sınıfta değerlendirilir, çeşitli araç ve yöntemlerle (sınıf panosu, okul panosu, dergi, gazete, sosyal medya vb.) sergilenir.
Cevap: Sizler için Karacaoğlan’ın yazmış olduğu bir koşmayı inceledik. Bunu sınıfınızda paylaşabilirsiniz.

KOŞMA

Şu yuları dünyaya geldim geleli
Tas tas içtim ağuları sağ iken
Kahpe felek vermez benîm muradım
Viran oldum mor sümbüllü bağ iken

Aradılar bir tenhada buldular
Yaslandılar şivgalarım kırdılar
Yaz bahar ayında bir od verdiler
Yandım gittim ala karlı dağ iken

Farımaz da deli gönül farımaz
Akar gözlerimin yaşı kurumaz
Şimden geri benim hükmüm yürümez
Azil oldum güzellere bey iken

Karac’oğlan der ki bakın geline
Ömrümün yarısı gitti talana
Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş biz burada yoğiken

Metin İncelemesi:

Biçim Yönünden:

Nazım biçimi: Koşma.
Nazım birimi: dörtlük
Ölçüsü: 6+5 =11’li ve 4 + 4 + 3 = 11’li hece.
Türü: Lirik şiir.

Konusu: Ozan, yaşlılık günlerinde güzellerin kendisine eskiden olduğu gibi yüz vermediğini söylü­yor, bundan yakınıyor, duyduğu üzüntüsünü anlatıyor

Tema: Aşk ve ondan doğan acı, kırılan umutlar, gençlik özlemi.

Kafiye şeması: abcb dddb/eeeb/fffb.

Kafiyeli olan “Sağ iken/bağ iken” sözcüklerindeki “iken” sözcükleri rediftir. “Sağ bağ” sözcüklerin­de ise ortak kafiye sesi “AĞ” olup tam kafiyedir.

Dil özellikleri:

a) Dil sade, anlatım yalındır.
b) Halk diline yerleşmiş yabancı kökenli söz­cüklere yer vermiştir: Kahpe, viran, tenha, hüküm, azil, sual, mor, sümbül, bağ, evvel.
c) Deyim niteliğinde mecazlı söyleyişlere yer vermiştir: Yalan dünya, tas tas ağu içmek, kahpe felek.

Deyimler-Söz Grupları:

Ağuları tas tas içmek: Çok acı ve çileli günler geçirmek, yüreği acılarla doldurmak.
Mor sümbüllü bağ iken viran olmak: Genç, ne­şeli ve alımlı iken yaşlanmak, çökmek, karamsarlık içinde gözden düşmek, değersiz bir varlık haline gel­mek.
Ala karlı dağ iken yanıp gitmek: Genç, dinç ve sağlıklı iken gücü tükenmek.
Yalan dünya: Geçici, sonu olmayan dünya. Hükmü yürümek : Sözü geçmek.

Söz Sanatları:

Ozan, ilk dörtlükte, kendisini “mor sümbüllü bağ’a”, ikinci dörtlükte “ala karlı dağa” benzetmiştir. “Yaslandılar şıvgalarım kırdılar” dizesinde istiare ya­pılıyor. Şıvga sözcüğünden anlaşılacağı gibi, ozan, ken­disini ağaca benzetiyor. Dizede kendisine benzetilen “ağaç” söylenmiyor, benzetilen “ben” ile kapalı istia­re yapılıyor.

1. Etkinlik

Sınıf üç gruba ayrılır.

a. Birinci grup, aile büyüklerinden veya başka kişilerden mâni derlemeleri yapar ve bunları konularına göre tasnif ederek sınıfta okur.
b. İkinci grup, halk şiiri nazım biçim ve türlerinden (koşma, semai, varsağı, destan, türkü, mâni, ilahi, nefes vb.) oluşan bir şiir dinletisi hazırlar ve sunar.
c. Üçüncü grup, divan şiiri nazım biçimlerinden (gazel, kaside, şarkı, rubai, terkibibent vb.) oluşan bir şiir dinletisi hazırlar ve sunar.
ç. Dinlenen şiirlerin ahenk unsurları, ses akışları ve hissettirdikleri ile ilgili çıkarımlarda bulunulur.

2. Etkinlik

İncelediğiniz metinlerde geçen “mamur, naçar, rüzgâr, mesrur, müştak, nalan” kelimelerinin doğru telaffuzuna öncelik çalışmalar yapınız.
Cevap
: “mamur, naçar, rüzgâr, mesrur, müştak, nalan” kelimelerinin doğru telaffuz çalışmasını yapabilirsiniz.

3
1
0
1
1
0
1
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.