Aziz Sancar’ın hayatı ve bilimsel çalışmaları

Aziz Sancar’ın hayatı ve bilimsel çalışmaları
Aziz Sancar’ın hayatı ve bilimsel çalışmaları, Sancar’ın çalışmalarında hücre ile ilgili bilimsel gelişmelerin ve teknolojinin katkısını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Aziz Sancar kısaca hayatı

Aziz Sancar 8 Eylül 1946 da Mardin-Savur'da doğmuştur. Sekiz çocuklu bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İlk eğitimini Mardin'de tamamladı. Sancar, 1963 yılında girdiği İstanbul Tıp Fakültesini 1971 yılında bitirdi ve eğitim için ABD'ye gitti. Savur'da iki yıl doktorluk yaptı.

Sonrasında Dallas'a giderek Teksas Üniversitesinde Moleküler Biyoloji dalında doktora yaptı. Yale Üniversitesi'nde DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarına devam etti. 1997 yılından bugüne Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde görev yapan Prof. Sancar, gerçekleştirmiş olduğu 300'e yakın bilimsel makale ve bu makalelere yapılan 12 binden fazla atıfla, bilimsel araştırmada eşine az rastlanır bir başarıya imza attı. 33 kitap yayınladı.

İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra yurtdışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'ne kabul edilen Sancar, buraya kabul edilen üç Türk'ten biri olmuştu. Prof. Aziz Sancar 2014 yılında AA'ya konuşmuştu. Kanser tedavisindeki 'sirkadiyen saat' (Ritmik saat) buluşunu anlatmıştı. Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser konusunda önemli çalışmalar yapıldığını belirtirken, kanser mekanizmasının 10 yıl içinde çözüleceğine inandığını söylemişti. Ancak kanserin nasıl olduğunu çözümlemenin onu tedavi etmek anlamına gelmediğine işaret eden Sancar, tedavi konusunda bir şey söylemek için erken olduğunu belirtmişti.

Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Aziz Sancar ödüle ABD'li Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte layık görüldü.

2015 Nobel Kimya Ödülü moleküler seviyede hücrelerin DNA üzerindeki hasarları nasıl onardığı ve genetik bilgiyi nasıl koruduğunu haritalama çalışmaları dolayısıyla Tomas Lindahl, Paul Modrich ve Aziz Sancar’a verildi. Bilimcilerin çalışmaları, canlı bir hücrenin nasıl işlediği ile ilgili temel bilgi birikimine büyük katkılar sunarken aynı zamanda yeni kanser tedavilerinin geliştirilmesinde de kullanılacaktır.

Yaşadığımız her gün, DNA’mız çevremizdeki ultraviyole (morötesi) radyasyon, serbest radikaller ve diğer kanserojen maddeler tarafından zarar görmektedir. Fakat bunlara benzer dış etmenlerin olmadığı durumlarda dahi DNA’mız tabiatı gereği değişken bir yapıya sahip olduğundan genom üzerinde ve günlük olarak değişiklikler meydana gelmektedir. Dahası, insan vücudunda her gün birkaç milyon kez gerçekleşen hücre bölünmesi sırasında bile bozulmalar olabilmektedir.

DNA’mızın tamamen bir kimyasal kaos ortamına dönüşmesine engel olan şey ise, sürekli olarak DNA’yı gözetleyerek hasarları tespit edip, onaran moleküler sistemlerdir. İşte bu sebepten dolayı, 2015 Nobel Kimya Ödülü, bu onarım sistemlerinden pek çoğunun fonksiyonlarını moleküler seviyede detaylı bir şekilde haritalamayı başaran üç bilim insanına verildi.

70’lerin başında bilim insanları DNA’nın son derece sabit bir molekül olduğunu düşünüyorlardı. Ancak Tomas Lindahl, DNA’nın Dünya üzerinde yaşamın oluşmasına ve evrimleşmesine izin vermeyecek kadar yüksek bir oranla bozulan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koydu. Bu bakış açısı ile kendisi DNA’mızda sürekli gerçekleşen bozulmaya karşı çalışan ‘baz eksizyon onarımı’nın moleküler sistemini keşfetti.

Aziz Sancar, hücrelerimizin DNA üzerinde morötesi ışınların oluşturduğu hasarları takip ederek onarmasına yarayan ‘nükleotit eksizyon onarımı’ mekanizmasını haritaladı. Doğuştan bu onarım sistemi hasarlı olan insanların güneş ışığına maruz kaldıklarında, deri kanserine yakalanabileceğini ortaya koydu. Hücreler bu mekanizmayı mutasyona sebep olan maddelerin etkilerinden kaynaklı hasarları gidermek için de kullanmaktadır.

Paul Modrich ise hücrenin bölünmesi sırasında DNA kendini eşlerken meydana gelen hasarlarda kendisini nasıl onardığını ortaya koydu. ‘Mismatch Repair’ (yanlış eşleşme onarımı) olarak adlandırılan mekanizma hücre bölünmesi sırasında meydana gelen DNA hasarlarının hata oranını binde bir oranında azaltmakta. Yanlış eşleşme onarımında konjenital bozuklukların, örneğin kolon kanserinin kalıtsal varyantına neden olduğu bilinmektedir.

2015 Nobel Kimya Ödüllü bilim adamları hücrelerin nasıl işlevlerinin olduğu ve bunun örneğin yeni kanser tedavilerinin geliştirilmesinde nasıl kullanılabileceği hakkında temel bakış açıları kazandırdılar.

2856
2177
794
344
239
182
774
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
15 Yorum