Dershanelerden kalan boşluk ile başımız hoş olacak mı? - Fatma Barbarosoğlu

Dershanelerden kalan boşluk ile başımız hoş  olacak mı? - Fatma Barbarosoğlu
Dershanelerden kalan boşluk ile başımız hoş olacak mı?

I-29 Ekim Resepsiyonu bu defa hakikaten çok kalabalıktı. (Tahminen 1500 kişi civarında davetli vardı.) Resepsiyona Hocam Prof. Dr. Ümit Meriç ile birlikte vasıl olduk. Kader bizi otelin önünde buluşturdu.

Ümit Hanım ile karşılaşmasaydık muhtemelen bendeniz bir köşeye oturur, uzaktan seyrederdim. Hoca ile buluşunca ve Hoca'nın Fatmacığım beni yalnız bırakma ricasına muhatap olunca, zaman zaman oturup zaman zaman Ümit Hoca'yı bulmak için salonu bir baştan bir başa dolaşmam gerekti. (Aynı zamanda bu benim sağlığım için şarttı. Ayakta durmak asla yapmamam gereken bir davranış.)

İletişim konusunda rahat, ancak girişken değilimdir. Özellikle kokteyl adabını henüz içselleştiremediğimiz için ayaküstü korsan konferans vermekten korkarım.

Fakat insanın bazen korktuğu başına geliyor. 29 Ekim akşamı nasıl oldu tam anlayamadan kendimi Başbakanımıza dershanelerin kapatılması konusundaki endişelerimi aktarırken buldum.

Başbakanımızın dinleme estetiğine bir kez daha hayran oldum.

Ne ki meseleye tam olarak nereden baktığımı anlatamadım.

Huzurunuzda bir defa daha denemek istiyorum.

II-

Zihin boşluktan hoşlanmaz derdi, fikrimizin ebesi sevgili Hocam Prof. Dr. Nihat Keklik.

Zihin boşluktan hoşlanmıyor.

Tüketim çağı ikisinden de hoşlanmıyor. Ne zihinden, ne boşluktan.

Dershaneler kalkmadan butik dershane reklamları başladı. Cep telefonuna damardan mesaj yoluyla.

Küçük güzeldir mi diyeceğiz?

Evet ama, küçük hem pahalı olacak, hem tekinsiz.

Hem pahalı olacak, hem denetimsiz.

Yerüstündeki dershaneler yıkılırken?

Yer altı dershaneleri türeyecek.

Kişiye özel eğitim?

Asgari ücretli yoksul ve yorgun baba, dişinden tırnağından

Ekmeğinden aşından kesip, canının yongasına yar ve yardımcı olsunlar diye

Dershaneye gönderiyordu çocuğunu.

Eğitimde eşitlik.

Eşitleyemedik imkânı bol olanlarla, hiç olmayanları.

Dershaneler üzerinden ortak payda açtık bu defa

Ki dershaneler sadece ders hane değildi.

Orada fakir ama idealist öğretmenler, çocukların mihmandarı ve yaşam koçu idi.

Dershaneler okul olamaz, iki oda bir sofa mekânlarıyla.

Çünkü dershaneler üç saatliğine mekândı yalnızca

Ama üç saatlik mekân, bütün hafta sonunu örgütlüyordu.

Sorun sadece dershanesiz eğitim meselesi değil.

Sorun gençliğin hafta sonlarını nasıl örgütleyeceğiz meselesi aynı zamanda.

Dershanelerden geriye kalan boşluk ile başımız hiç de hoş olmayabilir.

Hobi sahibi olmasını bir türlü sağlayamadığımız çocuklarımızı üç ekran arasında kaybedebiliriz.

Dershanesiz eğitimi yeniden örgütlerken açılan boşlukların neyle doldurulacağını önceden öngörmek zorundayız.

Kaynak:Yeni Şafak

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.