Gelişmiş ülkeler arasına girmek ile Atatürk’ün inkılapçılık ilkesi arasındaki ilişki

İnkılapçılık ilkesi cumhuriyetin kurucu ilkelerinden biridir. İnkılapçılık sayesinde yapılan devrimler yoluyla muasır medeniyetler seviyesine çıkmayı sağlayacak çağdaş ve modern kurumlar ve sosyal haklar elde edilerek yeni bir anlayış sosyal ve siyasal olarak yerleştirilmeye çalışılmıştır.

Gelişmiş ülkelerde yeniliklerin önyargısız bir şekilde gerçekleştirilmesi, çağdaş ve modern bir algıda meydana getirilmesi cumhuriyetin kurulmasıyla inkılapçılık ilkesi doğrultusunda Anadolu topraklarında uygulanmaya başlanmıştır. Batı medeniyetinin esas alınması inkılapçılık ilkesi sayesinde olduğu için gelişmiş ülkeler arasına girmek de inkılapçılık ilkesi sayesinde olacaktır. Çünkü gelişmek için yenilik yapmak ve yeniliklere açık olmak gerekir.

“Benim elime büyük yetki ve kudret geçerse ben sosyal hayatımızda arzu edilen inkılabı bir anda uygulayacağımı zannederim. Zira ben, bazıları gibi halkı ve aydınları yavaş yavaş benim düşüncelerim seviyesinde düşünmeye alıştırmak yoluyla bu işin yapılacağını kabul etmiyor ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor. Neden ben bu kadar sene yükseköğrenim gördükten, sosyal ve medeni hayatı incelemek, hürriyetin tadını çıkarmak için hayatımı ve zamanımı sarf ettikten sonra halkın seviyesine ineyim? Onları kendi seviyeme çıkarayım, ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsun…”