Mekke’nin fethine giden yolda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) uyguladığı taktikler

Mekke’nin fethine giden yolda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) uyguladığı taktikler
Mekke’nin fethine giden yolda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) uyguladığı taktikler hakkında neler söylenebilir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Mekkeli müşrikler yıllarca Müslümanlara baskı uygulamış, İslam’ın yayılmasını engellemişti. Onların baskıları sonucunda Müslümanlar Medine’ye hicret etmek zorunda kalmıştır. Son olarak Mekkeli müşrikler Müslümanlarla yaptığı Hudeybiye Antlaşması’nı da bozdular. Bütün bunlardan dolayı Hz. Muhammed (s.a.v.), 630 yılının Ramazan ayının 10. gününde, on bin kişilik bir orduyla Medine’den yola çıktı. O, az sayıda sahabi hariç hiç kimseye, nereye gidildiğini ve düşmanın kim olduğunu söylemedi. Sefere çıkanlardan kimi Suriye’ye, kimi Taif’e, kimi de Hevâzin’e gidildiğini sanıyordu. Nihayet İslam ordusu bazı yerlerde konaklayıp dinlenerek Mekke’ye, Taif’e ve Hevâzin’e oldukça yakın bir yer olan Merruzzehran bölgesine kadar geldi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yatsı namazı vaktinde herkesin dağılarak birer ateş yakmasını emretti. Herkes hızlı bir şekilde odun, çalı çırpı toplayarak emri yerine getirdi. Aniden yakılan binlerce ateş, etrafı ışıl ışıl aydınlattı. Yakılan ateşler hedefin Mekke olduğunu gösteren bir işaretti. Çünkü oraya en yakın şehir Mekke’ydi. Yapılan hazırlıklardan ve burunlarının dibine kadar gelen İslam ordusundan habersiz olan Mekkeli müşrikler, geceyi aydınlatan ateşleri görünce neye uğradıklarını şaşırdılar. Hemen liderleri Ebû Süfyan’ı göndererek ondan, gelenlerin kim olduğunu ve amaçlarının ne olduğunu öğrenmesini istediler.

Ebû Süfyan, yanına iki kişi alarak hemen yola çıktı. Ancak onlar, İslam ordusunun kamp kurduğu bölgeye geldiğinde gözcü birlikler tarafından yakalandılar ve Peygamberimizin (s.a.v.) huzuruna getirildiler. Hz. Peygamber (s.a.v.), onlara Müslüman olmalarını teklif etti. Yanındakiler hemen Müslüman oldular fakat Ebû Süfyan düşünmek için süre istedi. O, ancak sonraki gün İslam’ı kabul etti. Peygamberimiz (s.a.v.), Ebû Süfyan’ı şehre göndererek bütün Mekkelilere haber ulaştırdı. Ebû Süfyan’ın evine veya Kâbe’ye sığınıp Müslümanlara saldırmayan herkesin can güvenliğinin olacağını bildirdi. Daha sonra da on bin kişiden meydana gelen İslam ordusu Mekke’ye doğru hareket etti. Sevgili Peygamberimizden (s.a.v.), mecbur kalmadıkça kan dökülmemesi emrini alan İslam ordusu, dört kola ayrılarak Mekke’ye girdi. Bu süreçte küçük çaplı birkaç direniş hariç hiçbir sorunla karşılaşılmadı. Böylece Mekke fethedildi. Peygamberimizle (s.a.v.) doğruca Kâbe’ye yönelen Müslümanlar, Kâbe’yi ve çevresini putlardan temizlediler. Hz. Peygamber (s.a.v.), korku ve endişe içinde bekleyen Mekkelilere, “Ey Kureyş topluluğu! Size ne yapacağımı zannediyorsunuz?” diye sordu. Onlar, “Hayır yaparsın. Sen kerim bir kardeşsin, kerim bir kardeşin oğlusun.” dediler. Allah Resûlü (s.a.v.), “Gidiniz, hepiniz serbestsiniz.” buyurarak onları affetti. Böylece Peygamberimiz (s.a.v.), şehirde genel af ilan ederek Müslümanlara yönelik herhangi bir saldırı girişiminde bulunmayan bütün Mekkelilerin güvende olduğunu ve kendilerine hiçbir zarar verilmeyeceğini herkese açıkça duyurdu.

Fetih tamamlandıktan sonra Peygamberimiz (s.a.v.), şehirde hiçbir asker bırakmadı. Kimsenin malına, arazisine el koymadı. Mekke’nin idaresini, yeni Müslüman olmuş bir Mekkeliye bırakarak ordusuyla şehirden ayrıldı. Mekke’nin fethinden sonra Hevâzin ve Sakif kabileleri hariç birçok kabile İslam egemenliğini kabul etmişti. Ancak Hevâzin ve Sakif kabileleri hâlen İslam’a düşmanlık yapıyorlardı. Müşrikler, bu kabilelerin önderliğinde birleşerek Müslümanlara saldırmak ve onları yok etmek için yaklaşık yirmi bin kişilik bir ordu oluşturdular. Bu sebeple Peygamberimiz (s.a.v.) de ordusuyla birlikte 630 yılında, fetihten hemen sonra Hevâzin ve Sakif kabileleri üzerine yürüdü. İki ordu Huneyn denilen yerde karşılaştı. Savaş sonunda Müslümanlar müşrikleri yendi. Düşman ordusundan kaçan bazı müşrikler Taif’e sığındı. Bu sebeple Peygamberimiz (s.a.v.) Huneyn Savaşı’ndan sonra düşmanların sığındığı Taif’i kuşatma altına aldı. Bu kuşatma bir süre devam etti. Fakat Taifliler direniş gösterince kuşatma sonlandırıldı. Bu olaydan bir süre sonra da Taifliler, kendiliğinden Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanına gelerek Müslüman olduklarını bildirdiler. Allah Resûlü (s.a.v.) de bundan büyük memnuniyet duydu ve Taiflilere ikramlarda bulundu.

111
28
62
8
16
111
423
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.