Türkiye'nin nüfus politikaları

Türkiye'nin nüfus politikaları
Türkiye'nin nüfus politikaları nelerdir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Dünya da bazı ülkeler nüfus artışını özendirici, bazı ülkeler ise nüfus artışını kontrol altına almaya yönelik politikalar izlemektedirler. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de dönemler itibariyle çeşitli nüfus politikaları izlenmiştir. Uygulanan nüfus politikalarının esasını özellikle planlı döneme geçişten itibaren, nüfus planlaması ve aile planlaması kavramları oluşturmuştur. Türkiye'de uygulanan nüfus politikalarını başlıca iki dönemde incelemek mümkündür: Türkiye, cumhuriyetin ilk yıllarından 1963 yılına kadar olan dönemde çoğalma politikası izlerken, bu tarihten sonra, ikinci dönemde nüfus artış hızını sınırlayıcı politikalar izlemiştir.

1923-1963 yılları arasında izlenen nüfus politikası
Kalkınma planlarından önceki dönemdir. 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Türkiye'nin nüfusu 13,6 milyon olarak tespit edilmiştir. Bu dönemde geleneksel nüfus politikası, hızlı nüfus artışına yönelik olmuştur. 1923-1963 yılları arasında izlenen nüfus politikalarının gerekçeleri şunlardır:

  • Nüfusun, hem siyasi hem de askerî güç yönünden önemli olması, ülkemizin yaşadığı savaşlar sebebiyle özellikle askerî güce ihtiyaç duyması,
  • Tarımda makineleşmenin yetersiz olması sebebiyle işgücü anlamında ihtiyaç duyulması,
  • Ülkemizin kendi kendine yetebilmek ve öz kaynaklarını bir an önce harekete geçirerek hızla kalkınmak zorunda olması,
  • Hızla çoğalarak sosyal iş bölümü ve ihtisaslaşmanın sağlanması,
  • Teknolojik yetersizlikler nedeniyle Türkiye'deki doğal kaynakları işletebilmek için insan gücüne ihtiyaç duyulması,
  • Salgın hastalıklarla (tifüs, sıtma gibi) mücadele edilmesi.

1963 sonrası uygulanan nüfus politikaları

Ülkemizde nüfus politikalarında yeni bir dönem başlamış, nüfus artışını sınırlayıcı politikalar uygulanmıştır. I. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda fazla nüfusun bir güç kaynağı olduğu görüşü değişmiş, ekonomik gelişmeyi engellediği düşüncesi hâkim olmaya başlamıştır. Doğurganlık oranının yüksek, eğitim ve gelir düzeyinin düşük olduğu kesimlerde doğum kontrol yöntemleri yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Şehirleşmenin artması, kültür ve gelir düzeyinin yükselmesi ile nüfus artış hızının azalacağı görüşü önem kazanmıştır. 1965 yılında artan nüfusun hızını düşürmek amacıyla Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü kurulmuştur, nüfusun nitelik ve niceliğinin değişimi üzerinde durulmuştur

1960 yılı sonrasında uygulanan nüfus politikaları

  • Sağlık hizmetlerinin artmasıyla anne ve bebek ölümleri azalmaya başlamış,
  • Tarımda makineleşme artmış, insan gücünün yerini makineler almış
  • Gelişmiş teknolojik silahların orduda kullanılmasıyla insan gücüne duyulan ihtiyaç azalmıştır.

1965 yılında Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü kurulmuş ve kişiler istediği zaman, istediği sayıda çocuk sahibi olmaları konusunda özgür bırakılmışlar herhangi bir kanuni kısıtlama getirilmemiştir. Sonraki yıllarda “nüfus planlaması” deyiminin yerini “aile planlaması” deyimi almıştır. Nüfus artışının kontrol altına alınması yönünde politikalar geliştirilmiştir.

Ülkemizde daha önce yapılan çalışmalar olumlu sonuçlar vermeye başlamış, 1985- 1990 döneminde yıllık nüfus artışı düşüşe geçmiştir. 1990'lı yıllardan sonra hızlı nüfus artışının, çevre üzerindeki etkilerinin azaltılması, bireylerin millî gelirden daha fazla pay alabilmesini ve ekonominin daha hızlı gelişmesi için aile planlaması hizmetleri yaygınlaştırılmıştır. Kalkınma hedefiyle uyumlu bir nüfus yapısına ulaşmak amacıyla nüfusun, eğitim, sağlık ve insan gücü yönünden niteliklerinin iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve bu alanlarda bölgeler ve yerleşim yerleri arsındaki farklılıkların giderilmesi temel ilke olarak kabul edilmiştir. Sanayileşme ve şehirleşme ile sosyal ve kültürel hayatta ortaya çıkan değişimlerin etkilerine karşı ailelere çağdaş kurum hizmetleri verilmiştir.

2001-2005 dönemlerinde nüfus artışı hızında yavaşlama eğilimi devam etmiş bu dönemde aile planlaması hizmetleri ile sağlık hizmetleri birlikte sunulmuştur.

2007 yılında yürürlüğe giren IX. Kalkınma Planında, Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusunun ihtiyaçları dikkate alınmıştır. Merkezi Nüfus İşlemleri adıyla bir proje başlamış, bu proje ile herkese bir vatandaşlık numarası verilmiş, böylece doğum, ölüm, adli kayıtlar gibi birçok işlemin çok kısa sürede tamamlanması amaçlanmıştır.

Ülkemizin nüfus artış hızının azaltılması yönündeki politikalar devam etmektedir. Son on yılda nüfus artış hızının % 013'lerde olması, yaşlı nüfusun artması kaygı yaratmaktadır. Ülke genelinde hızlı nüfus artışının neden olduğu olumsuzluklar azalmasına rağmen, istihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması ile eğitime ilişkin sorunlar tam anlamıyla çözülememiştir. Türkiye'de iki çocuğa sahip ailelerin sayısı artmakta, tek çocuk anlayışı da giderek benimsenmektedir.

1
0
0
0
0
1
8
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.