11. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 245-246 Cevapları Cem Yayınları

11. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 245-246 Cevapları Cem Yayınları
11. Sınıf Cem Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 245, 246 Metni Anlama ve Çözümleme Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Okuduğunuz “E. Cansever’in Haklı Haksız Öfkesi” metninde anlamı verilen kelimelerin dışında bilmediklerinizi metindeki bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi sözlükten kontrol ediniz.

Arka vermek: Desteklemek
Salık vermek: Tavsiye etmek

2. Metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Cevap
: Metin bir şairi, Edip Cansever’i, eleştirmek amacıyla yazılmıştır. Konusu, Edip Cansever’in, yazarın II. Yeni şiirini “anlamsız” olarak ifade ettiğini düşünmesidir. Yazar, Edip Cansever’in kendisini bu şekilde anlayıp eleştirmesindeki haksızlığını, aslında Edip Cansever’in ve diğer II. Yeni şairlerinin şiirlerini anlamsız bulmadığını edebî konulara ilgi duyan okur kitlesine anlatmaktadır.

3. Metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.

Ana düşünce: Edip Cansever’in, yazarın kendilerinin şiirlerini anlamsız bulduğunu düşünmesi doğru bir yaklaşım değildir.

Yardımcı düşünceler:

  • Kafka’nın eserlerini Türkçeye ilk çeviren kişi yazar olmuştur.
  • Edip Cansever’in Yer Çekimli Karanfil adlı eseriyle 1957 yıllarında Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazanışında yazarın katkısı olmuştur.
  • Edip Cansever’in yayımlanmış on kitabı vardır.
  • Edip Cansever’in şiirleri günümüzde değil ilerleyen zamanlarda anlaşılacaktır.

4. Metinde başvurulan anlatım biçimleri ile düşünceyi geliştirme yollarını belirleyiniz. Bunların metindeki işlevlerini açıklayınız.

Anlatım biçimleri: Açıklayıcı anlatım, tartışmacı anlatım, söyleşmeye bağlı anlatım
Düşünceyi geliştirme yolları: Örneklendirme, tanık gösterme

5. Metinde yazara özgü dil ve anlatım özelliklerini belirleyiniz.
Cevap
: Yazar, kendisine yöneltilen bir eleştiriye cevap vermektedir. Bunu yaparken nesnelliği sağlayabilmek için tanık göstermeler ve örneklendirmelere başvurmuştur. Kendisine yöneltilen eleştiride haklılık payı varsa bunları da ortaya koymaktan çekinmemektedir. Yer yer de ironik söylemlere başvurmuştur, soru cümlelerine yer vermiştir.

6. Metindeki açık ve örtük iletileri belirleyiniz.

Açık iletiler:

  • Yazar II. Yeni şiirini ve Edip Cansever’i “anlamsız” şiir yazmakla itham etmediğini açıkça söylüyor.
  • Yazar, Edip Cansever’in şiirlerini zevkle ve hayranlıkla okuduğunu söylüyor.

Örtük iletiler:

  • Bazen eleştirmenler de yazılarında klişe kalıpların içinde kalabilirler
  • Edip Cansever’in alıngan bir yapısı vardır.
  • Sanatçılar arasında bazen yanlış anlamalar olabilmektedir.

7. Okuduğunuz metin ve Vedat Günyol hakkında verilen bilgilerden hareketle metin ile yazar arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.
Cevap
: Vedat Günyol eleştiri alanındaki önemli isimlerden biridir. Okuduğumuz metinde eleştiri türünde yazılmıştır. Metinde Edip Cansever özelinde II.Yeni şiiriyle ilgili bazı değerlendirmeler yapmış, kendisine yöneltilen eleştirilere cevaplar vermiştir.

1. Aşağıda “Biraz Daha Hakikat”, “E. Cansever’in Haklı-Haksız Öfkesi” ve “Türk İstiklâl Marşı” metinlerinden cümleler verilmiştir. Bu cümlelerdeki anlatım bozukluklarını belirleyiniz. Bozuklukların nedenini noktalı alanlara yazınız.

“Bilâkis, hiç kimse “Dekadanlık”ı üzerine almadı, reddetti.”
“Şairin bir zamanlar sosyalist eyleme katılıp, sonradan saf dışı edildiğini bilmeyenler ve bilemeyecek olanlar için hazırladığı bu tuzağın kurbanları sen ben değilsek kimlerdir?”
“Edip Cansever, “sisini kendi yaratan bir gemi” örneği, kapalı bir dünya sunuyor bizlere, ama içli, ama ustaca ve de üstünce bir incelikle.”
“Birçok milletlerde istiklâl marşlarını yazanlar fazla kültürlü olmayan, fakat ânın heyecanını kuvvetle hiseden insanlardır.”
“Bu kıymetler bizi o müthiş tarihî trajediden kurtarmış, bizi bugüne kadar getirmiştir.”

Cevap:

Bilâkis, hiç kimse “Dekadanlık”ı üzerine almadı, herkes reddetti. (Özne-yüklem uyumsuzluğu, özne eksikliği)

Şairin bir zamanlar sosyalist eyleme katılıp, sonradan saf dışı edildiğini bilmeyenler ve bilemeyecek olanlar için hazırladığı bu tuzağın kurbanları sen ben değilsek kimlerdir?

Edip Cansever’in, “sisini kendi yaratan bir gemi” örneği, kapalı bir dünya sunuyor bizlere, ama içli, ama ustaca ve de üstünce bir incelikle. (tamlayan eki eksikliği)

Birçok millette istiklâl marşlarını yazanlar fazla kültürlü olmayan, fakat ânın heyecanını kuvvetle hisseden insanlardır. (Çoğul ekinin gereksiz kullanımı)

Bu kıymetler bizi o müthiş tarihî trajediden kurtarmış, bugüne kadar getirmiştir. (Cümlenin ikinci bölümünde “bizi” kelimesi gereksiz kullanılmıştır.

2.
a) “Doğrusunu isterseniz, beşinci kitabından, ya da altıncı kitabından sonra okuyamamıştım Cansever’i.” cümlesinde virgül (,) işareti yanlış yerlerde kullanılmıştır. Bunun nedenini Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzumdan araştırarak noktalı alana yazınız.
Cevap
: TDK Yazım Kılavuzu’ndaki açıklamalara göre şart eki (-se/-sa) almış sözcüklerden sonra ve “ya da” bağlacından önce virgül kullanılmaz.

b) Aşağıdaki paragrafta benzer hatalar var mı? İnceleyiniz.

Edip Cansever, o yazımdaki cümlelerime takılmış, “İkinci Yeni diye adlandırılan” sözümü bir tuhaf bulmuş. Bir Türkçe bozukluğu. Oysa, “İkinci Yeni Şiir diye adlandırılan”, ya da “İkinci Yeni Şairler diye adlandırılan” demeliymişim. Bana kalırsa, burada ikimiz de çuvallamaktayız. İkinci Yeni Şiir değil, İkinci Yeni Şairleri. Neyse, böylesine ipsiz sapsız tartışmalara girmenin gereği yok. Türk şiir diline, insanı şaşırtacak kadar güzel deyimler getiren, sezgisi, duygusu, anlatımı ile yeni olanaklar kazandıran bir ozana, böylesi küçük şeylerden söz etmek bile küstahlık olur.
Cevap: Bu paragrafta da “oysa” bağlacından sonraki, “ya da” bağlacından önceki ve “kalırsa” kelimesinden sonraki virgüller hatalı kullanılmıştır.

ETKİNLİK

Okuduğunuz bir roman, hikâye veya şiirle ilgili eleştiri yazısı yazınız. Eleştiri yazısını yazarken incelediğiniz metinlerden yararlanınız. Yazılan eleştirileri sınıf ortamında değerlendiriniz.

ŞAŞIRDIM KALDIM İŞTE

Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla
Bazen sessiz sevdasın
İpekten kanatlarla

Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla
Karşıma çıkıyorsun
En serin imbatlarda
Adını yazıyorum
Bulduğun fırsatlarla
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla
Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla
Sözde senden kaçıyorum
Dolu dizgin atlarla

Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle
Öldür bendeki beni
Sonra dirilt kendinle
Çarpsam kara sevdayı
En azından yüzbinle
Nasıl bağlandığımı
Anlarsın kemendinle

Kaç defa çıkıp gittim
Buralardan yeminle
Ama her defasında
Geri döndüm seninle
Hangi düğüm çözülür
Nazla, sitemle, kinle
Ne olur bir gün beni
Kapından olsun dinle

Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin
Bazen kız kardeşimsin
Bazen öp öz annemsin
Sultanımsın susunca
Konuşunca kölemsin
Eksilmeyen çilemsin
Orada ufuk çizgim
Burda yanım yöremsin
Beni ruh gibi saran
Sonsuzluk dairemsin

Çaresizim çaremsin
Şaşırdım kaldım işte
Bilmem ki nemsin

Yavuz Bülent Bakiler

Şiirle İlgili Örnek Bir Eleştiri Yazısı:

Şiir serbest tarzda yazılmıştır. Herhangi bir nazım birimi, uyak örgüsü gözetilmemiştir. Şair, üniversite yıllarında âşık olduğu ama açılamadığı kişiye olan duygularını anlatmıştır bu şiirinde. Çok içten, en yapmacıksız bir şekilde dile getirilen bu duygular okuyucu da derinden etkilemektedir. Şiirde ahenk yer yer kullanılan uyak ve rediflerle, söz tekrarlarıyla sağlanmıştır.

ETKİNLİK

Okuduğunuz bir kitabı tanıtınız ve kitaba dair eleştirilerinizi sözlü olarak sununuz.

SULTANI ÖLDÜRMEK – AHMET ÜMİT

Ahmet Ümit’in “Sultanı Öldürmek” romanı hazin bir aşk hikâyesi ile bir cinayeti arka fonda Fatih Sultan Mehmet dönemini kullanarak anlatan bir roman. Müştak Serhazin İstanbul’da bir üniversitede tarih profesörüdür. Müştak amca sevgilisi tarafından bir mektup bırakılarak terk ediliyor. Yıllar sonra sevgilisi bir gün Müştak’ı arayıp İstanbul’da olduğunu söyleyip birlikte akşam yemeği yemek için evine davet ediyor. Bu davetin şokuyla Müştak beyin psikojenik füg hastalığı nükseder ve birkaç saat hafızasını kaybeder. Kendine geldiğinde eski sevgilisinin eski apartmanındaki evine doğru merdivenlerden çıkar bir halde bulur kendini. İçeri girmeye korksa da yüzleşmesi gereken bir ceset onu orada içinden çıkılmaz bir duruma sürükler. Nüzhet, sapında Osmanlı’nın ulu padişahı Fatih Sultan Mehmed’in tuğrası bulunan ve Müştak’ın ona uzun yıllar öne hediye ettiği bir mektup açacağıyla boynundan aldığı darbeden sonra ölmüştür. Bundan sonra devreye cinayeti kimin işlediğinin araştırılması ve Komiser Nevzat girer.

Kitapta oldukça zengin ve geçmişle harmanlanmış bir konu var. Cinayeti kimin işlediği araştırılırken sık sık geçmişe, Fatih Sultan Mehmet zamanına dönülüp tarihî bilgiler verilmesi sıkıcı olmuş ve olayların akışını bölmüş, yer yer asıl olayın yani cinayet meselesinin önüne geçmiş. Ama buna rağmen Müştak’ın iç dünyası ve ruh hâli gayet başarılı bir şekilde yansıtılmış.

Ahmet Ümit zaman zaman okuyucuyu tarih bilgisiyle sıksa da ortaya başarılı bir roman koymuş diyebilirim.

1
0
1
0
0
1
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.