Gevher Nesibe Hatun’un vasiyeti hakkında neler düşünüyorsunuz

Gevher Nesibe Hatun’un vasiyeti hakkında neler düşünüyorsunuz
Gevher Nesibe Hatun’un vasiyeti hakkında neler düşünüyorsunuz bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Gevher Nesibe Hatun Şifahanesi’nin Hikâyesi

Gevher Nesibe Hatun, Selçuklu ordusundan bir sipahiye gönül verir. Ancak abisi sultan Gıyaseddin Keyhüsrev bu evliliğe karşı çıkar ve sipahiyi savaşa gönderir. Sipahi katıldığı savaşta şehit düşer. Üzüntüsünden verem hastalığına yakalanan Gevher Nesibe Hatun’a ağabeyi Gıyaseddin Keyhüsrev son isteğini sorar. Gevher Nesibe Hatun; “Ben devasız bir derde düştüm, kurtulmama imkân yok. Eğer dilersen mal varlığımla benim adıma bir şifahane yaptır. Bu şifahanede bir yandan dertlilere şifa verilirken bir yandan şifası olmayan dertlere çare aransın. Bu şifahanede ünlü hekim ve cerrah yetişsin. Burada kimse bir kuruş ödemesin ve benim adıma bir vakıf olsun.” der.

  • İnsanlık adına çok olumlu bir davranıştır.
  • Bu sayede hem hastalara ücretsiz bakılacak hem de hastalıkların çareleri araştırılabilecektir.
  • Günümüz hastanelere temel oluşturmuş güzel bir davranıştır.

Günümüze kadar ulaşabilen önemli Selçuklu şifahaneleri arasında Şam’da bulunan Nureddin Şifahanesi, Divriği’de bulunan Turan Melik Şifahanesi, Kayseri’de bulunan Gevher Nesibe Hatun Şifahanesi ve Tıp Okulu yer almaktadır. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1204 yılında inşaatına başlanılan Gevher Nesibe Hatun Şifahanesi, 1206 yılında hizmete girmiştir. 1890 yılına kadar eğitim hastanesi olarak görev yapan Gevher Nesibe Hatun Şifahanesi, Anadolu’nun İslami döneme ait en eski şifahanesi ve dünyanın ilk tıp fakültesidir.

Bu şifahanede başhekim, başhekim yardımcıları, en az iki tane cerrah ve dâhiliyeci, asistanlar ve bir de eczacı çalışırdı. Bu tıp kurumunda eğitim teorik ve pratik olarak yapılır, burada eğitim gören öğrencilere Razi, İbni Sina ve Gallen gibi bilim insanlarının kitapları okutulurdu. Burada ve diğer şifahanelerde hasta bakımları ve tedavileri parasız yapılırdı. Gevher Nesibe Hatun Şifahanesi’nde müderrislere günlük 20 akçe, öğrencilere günlük 8 akçe, vakıf gelirlerini toplayan görevliye günlük 2 akçe verilmesi, o dönemde tıp eğitimine verilen önemin göstergesidir.

8
7
11
4
4
5
4
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.