Hayvanlar dünyayı nasıl algılıyor

Hayvanlar dünyayı nasıl algılıyor
Çevremizde olup biten birçok şeyi duyu organlarımız aracılığı ile duyuyor, kokusunu alıyor, görüyor, tadıyor ve hissediyoruz. Hayvanlar da yaşadıkları dünyayı tıpkı bizim gibi duyu organları sayesinde algılıyor.

Ancak pek çoğu bizdekilerden daha farklı duyu organlarına ya da daha keskin duyulara sahiptir. Peki, hayvanlar çevrelerinde olup bitenleri hangi yollarla algılıyor?

Duyu organları pek çok hayvanın vücudunun belirli bölgelerinde bulunsa da bazı yayın balıkları için durum biraz farklıdır. Bu balıklar, tüm vücutlarıyla tat alabilirler. Bunu da derilerinin yüzeyine yayılan tat alma tomurcukları sayesinde yaparlar. Tat moleküllerine karşı hassas olan tat alma tomurcukları yayın balığının özellikle ağzının kenarlarında ve buradaki kedi bıyığına benzeyen uzantılar üzerinde bulunur. Bu özellikleri sayesinde avlarının tadını onları yemeden önce alabilirler. Tat alma tomurcukları yalnızca avlarının tadını tespit etmelerine değil tadın yoğunluğunu algılamalarına da yarar. Böylece suyun altında, çamurlu zeminler gibi bulanık bir ortamda bile tat yoğunluğunu takip ederek avlarının yerini rahatlıkla bulabilirler. Bazı yayın balıklarının vücudunda yüz binin üzerinde tat tomurcuğu bulunur.

Yusufçuklar, bileşik göz yapısına sahip canlılardandır. Bir yusufçuğun gözlerinin her biri ommatidia adı verilen, 30 bine yakın bal peteği biçiminde küçük gözden oluşur. Bu gözler her yönden gelen görüntüleri toplayarak birleştirir ve mozaiğe benzeyen yeni bir görüntü oluşturur. Yusufçukların gözleri insanlarınkine göre çok daha fazla rengi ayırt edebilir. Bunun yanı sıra morötesi dalga boyundaki ışığı bile algılayabilirler. Hareket eden nesnelere karşı da hayli duyarlıdırlar. Gözleriyle ışığın saniyede 80 kez titreşmesini algılayabilirler. Ayrıca gözlerinin önünden geçen böceklerin kanat çırpışlarını fark edebilirler.

Kuzey Amerika boz ayılarının koku alma duyuları hayli gelişmiştir. Öyle ki bir hayvan leşinin kokusunu kilometrelerce uzaktan alabilirler. Bu ayıların burunlarının içinde yer alan, koku almadan sorumlu bölge insanlarınkinden yüz kat daha büyüktür. Burunlarında bir milyarın üzerinde koku alıcı bulunur. Bu koku alıcılar milyonlarca sinir hücresine bağlıdır ve algıladıkları kokuyu bu hücreler yoluyla beyne gönderirler. Böylece boz ayılar algıladıkları kokunun bir hayvan leşinden mi, çöpten mi yoksa çevrede gezinen başka bir hayvandan mı geldiğini tespit edebilirler.

Hassas koku duyuları, kendileri için tehdit oluşturabilecek bir hayvan varsa bulundukları çevreden uzaklaşmalarına, avlanmalarına ya da eş bulmalarına yardımcı olur. Yıldız burunlu köstebek tüm hayvanlar arasında belki de en ilginç burna sahip olan hayvandır. Ancak onu özel yapan, koku alma duyusu değil dokunma duyusudur. Bu ilginç burunlu hayvan adını, burnunu yıldız biçiminde çevreleyen 22 adet uzantıdan alır. Bu uzantıların her biri dokunma duyusundan sorumlu binlerce alıcı içerir. Yıldız burunlu köstebeklerin dokunma duyusu o kadar hassastır ki toprağın altına gömülmüş bir tuz tanesinin bile varlığını algılayabilirler. Ayrıca avları olan böcek ve yer solucanlarının yerini de bu uzantılar yoluyla tespit ederler. Yıldız burunlu köstebekler bulundukları çevreyi gözleriyle değil dokunarak görürler. Burunlarının çevresindeki uzantılarıyla dokundukları her yeri üç boyutlu olarak algılayıp toprağın altında tünel kazarak ilerlerler. Sahip oldukları uzantılar toprağın ve yiyeceklerin burunlarına girmesine engel olur.

Çok hassas işitme duyusuna sahip olan yunuslar su altındayken alt çeneleri yoluyla sesleri işitirler. Bunun için öncelikle kafalarının gerisinde yer alan boşluklar yardımıyla tiz bir ses çıkarırlar. Ardından bu sesi alınlarının gerisinde bulunan özel bir organ yoluyla ses dalgası şeklinde suya gönderirler. Ses, suyun altında bir engele çarparak yankılanır. Yankılanarak geri dönen bu ses dalgası yunusların alt çenesinde toplanır ve iç kulağa iletilir. Farklı yapıdaki bu ses dalgaları yoluyla yunuslar, önlerindeki bir nesnenin ya da hayvanın varlığını, ne kadar uzakta olduğunu, biçimini ve büyüklüğünü algılayabilirler.

TÜBİTAK, Bilim ve Teknik Dergisi, Ocak 2015

0
2
0
1
1
0
1
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.