Osmanlı’da bilim insanları

Osmanlı’da bilim insanları
Osmanlı’da bilim insanları kimlerdir, Osmanlı tarihinde çığır açan 15 bilim adamı hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Osmanlı Devleti’nde bilim, kendisinden önceki Türk devletlerinden, İslam devletlerinden ve bulunduğu coğrafyada yaşayan topluluklardan etkilenerek kendine has bir anlayış içerisinde gelişmiştir. Osmanlı Devleti’nde vezirler ve yöneticiler genelde âlimler arasından seçilmiş, padişahlar âlimleri ve bilim adamlarını destekleyip korumuşlardır. Osmanlı devlet yöneticileri, İslami dönemde yazılan matematik, astronomi, tıp, coğrafya ve müzik gibi konuları ele alan birçok kitabın çevirisini yaptırmış, bu kitaplar halkın anlayabileceği bir şekilde sadeleştirilmiştir. Bu dönemde ayrıca orijinal eserler yazılmış ve bu eserlerden halkın yararlanması sağlanmıştır

Dâvûd-i Kayserî (1260-1350) Sultan Orhan Gazi zamanında İznik’te kurulan ve Osmanlı’nın ilk medresesi olan medresenin baş müderrisidir. Mısır’da okumuş ve otuz akçe yevmiye ile görevine başlamıştır. Aklî ve naklî ilimlerde ihtisas yapmıştır.

Kadızâde-i Rûmî (1337-1421) Matematik ve astronomi alanları ile ilgilenmiştir. Bursa’daki tahsilinden sonra Molla Fenari’den ders alıp önce Horasan’a, oradan da Türkistan’a giderek eğitimine oralarda devam etmiştir. Semerkant’ta önce rasathane müdürü, sonra da Semerkant Medresesi baş müderrisi olmuştur. Gök cisimlerinin kendi yörüngeleri arasındaki hareketlerini inceleyip onların yerlerini tespit etmiş, matematik ve fizik kurallarını astronomide ilk defa uygulayan kişi olmuştur.

Sabuncuoğlu Şerafeddin (1386-1470) Tıpta deneye önem vermiştir. Mücerrebnâme isimli deney kitabında yılan zehrine karşı önce horozlarda, sonra da kendi üzerinde denediği ilacın sonuçlarına yer vermiştir. Cerrahnâme adlı resimli kitabında çeşitli ameliyatlara yer vermiştir.

Altuncuzâde Fatih Dönemi hekimlerindendir. Kendi imal ettiği kalaydan sondalarla idrar tutukluluğuna çare bulmuş ve aynı şekilde mesane ve idrar yolları rahatsızlıklarını tedavi etmiştir.

Akşemseddin (1390-1459) Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nin önemli hekim ve bilim insanıdır. Risâletü’n-Nûriyye ve Mâddetü’l Hayât adlı eserleri vardır. Fen ve din ilimlerini birlikte tamamlayan Osmancık Medresesi müderrislerindendir. Tam bir doktor olarak yetişmiş, bulaşıcı hastalıklar üzerinde yıllarca çalışmıştır. Mikrop teorisini bulan kişidir ve ilk kanser araştırmacısıdır. Seratan denilen bu hastalığa yakalanan Vezir Çandarlı Halil Paşa’nın oğlu Kadıasker Süleyman Çelebi’yi tedavi etmiştir.

Piri Reis (1475-1555) İlk Dünya haritasını 1511 yılında çizmiş, bu haritada kıyıları ve adaları gösterip bilinmeyen bölgelerin tanınmasını sağlamıştır. Kitab-ı Bahriye isimli coğrafya eserini 1521 yılında yazmış ve bu kitaba eklediği Dünya haritasını 1528’de Kanuni Sultan Süleyman’a sunmuştur.

Takiyüddin (1526-1585) Osmanlı bilim tarihinin en büyük astronomu (gök bilimcisi) olmuştur. Mısır, Şam ve Semerkant astronomi ve matematik okullarını kendi şahsında birleştirmiş; matematik, astronomi, mekanik ve tıp konularında otuzun üzerinde eser kaleme almıştır. Osmanlı’nın ilk rasathanesini Sultan III. Murat Dönemi’nde İstanbul’da inşa etmiştir. Birçok rasat aletinin yanında, ekinoksları belirlemek için Zatü’l Evtar isimli yeni bir rasat aleti daha icat etmiştir. Yıldızların enlem ve boylamlarının belirlenmesinde Venüs’ü kullanarak farklı bir hesaplama usulünü keşfetmiştir. Güneş’in yıllık hareketinin bilinen değerini dakika olarak hesaplamış, açıların ölçülmesinde sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonları kullanmıştır.

Katip Çelebi (1609-1657) Bibliyografya konusunda özel çalışmaları olan ve Hacı Halife ismiyle de bilinen ünlü bir Osmanlı bilim insanıdır. Tarih ve coğrafya dalında da önemli çalışmalar yapmıştır. Keşfü’z Zunûn adlı eseri birçok yazar ve kitabı tanıtan bibliyografik bir ansiklopedi niteliğindedir. Cihannüma adlı eserinde ise birçok ülkeyi tanıtmıştır

Hezarfen Ahmet Çelebi (1609-1640) IV. Murat Dönemi’nde fen alanındaki engin tecrübeleri ve bilgisi sayesinde meşhur olmuştur. Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçmayı başardığı için Sultan Murat tarafından ödüllendirilmiştir.

Lagari Hasan Çelebi 1633 yılında IV. Murat’ın kızı Kaya Sultan’ın doğum gününde yapmış olduğu roketle yerden 300 metre yukarıya kadar uçmuş (Görsel 5.28) ve kendi yaptığı kanatlarla Sinan Paşa Kasrı önündeki denize iniş yapmıştır. Lagari Hasan Çelebi, XVII. yüzyılda yaşamış ve insanlık tarihinde ilk kez roketle uçan kişi olarak tarihe geçmiştir. Osmanlı Devleti, büyük başarılara imza atan bilim adamları sayesinde eğitim ve bilim alanında asırlar boyunca öncü bir rol oynamış, lakin XVI. yüzyılın sonlarına doğru eğitim sistemi bozulmaya başlamış, bu yüzyıldan sonra eğitim ve bilime verilen önem azalmıştır.

2
1
1
0
0
2
1
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.