10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 148-149-150-151 Cevapları Meb Yayınları

10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 148-149-150-151 Cevapları Meb Yayınları
10. Sınıf Meb Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 148, 149, 150, 151 Metni Anlama ve Çözümleme Soruları veCevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları bölümünde verilenler dışında anlamını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamını metindeki bağlamından hareketle tahmin ediniz, tahmininizin doğru olup olmadığını kaynaklardan yararlanarak kontrol ediniz.

Kelime ve kelime grupları:

  • İzzet ve ikram: Yedirip içirmek (Sözlük anlamı ağırlamakmış.)
  • Aziz: Değerli (Sözlük anlamı sevgide üstün tutulan, değerli ve mukaddes tutulanmış.)
  • Mukadder: Kesin (Sözlük anlamı yazgıda var olanmış.)

2. Efsane türünün ortaya çıkmasında sözlü kültürün, toplumsal değişim ve etkileşimlerin rolünü belirtiniz.
Cevap
: İnsanlar ilk zamanlardan beri anlatmayı sevmiştir. Konuşmak, anlatmak insan için bir ihtiyaçtır. Anlatılan bir olay, dinleyen tarafından da başkalarına anlatılmıştır. Anlatılırken de değişikliklere uğramış, eklemeler yapılmıştır. Bu eklemeler metinde olduğu gibi olağanüstü özellikte de olabilmektedir. Ve sonuç olarak efsaneler de bu şekilde oluşmuştur.

3. Şahmaran ile Lokman Hekim adlı efsanede kullanılan anlatım biçim ve teknikleri ile bunların metindeki işlevini belirleyiniz.
Cevap
: Metinde anlatım biçimi olarak öyküleyici anlatıma, yer yer de betimleyici anlatıma yer verilmiştir. Anlatım tekniği olarak da anlatma (tahkiye), diyalog, gösterme ve özetleme kullanılmıştır.

4. Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini belirleyiniz.

Zaman: Zaman net değildir. “çok eskiden, bir gün, yedi yıl sonra, gel zaman git zaman” gibi ifadeler geçmektedir.
Mekân: Mekân adı olarak Tarsus geçmektedir. Bunun dışında “dağ, şehir, yaylak, ırmak kenarı, hamam, mezar, Tarsus Irmağı” gibi mekânlar sadece adlarıyla geçmekte, bu mekânlarla ilgili herhangi bir açıklama, betimleme yapılmamaktadır.

5. Metnin dil ve anlatım özelliklerini belirleyiniz.
Cevap
: Metinde gayet anlaşılır, sade bir dil kullanılmıştır. Çok az da olsa yabancı kelimelere yer verilmiştir ama bu metnin anlaşılırlığını engellememiştir. 3. kişili anlatım ve ilahi bakış açısı kullanılmıştır.

6. Metnin kurmaca dünyası ile eserde anlatılan dönemin gerçekliği arasındaki ilişkiyi karşılaştırınız.
Cevap
: Metinde gerçek hayatta yaşanabilecek olaylarla (kardeşlerinin Balkiye’yi kuyuya atması, hükümdarın hastalanması gibi) olağanüstü olaylar (yılanların konuşabilmesi gibi) bir aradadır. Bilimin çok gelişmediği bir dönemde insanların bu türlü olağanüstü, hayalî olaylara inanmaları bana normal geliyor. Ancak günümüz için inanılması mümkün olmayan durumlardır bunlar.

7. Metinle ilgili tespit, eleştiri, beğeni ve güncellemelerinizi metne dayanarak ifade ediniz.
Cevap
: Metnin dilini ve kurgusunu beğendim. Olağanüstü durumların çok uç olduğunu düşünüyorum. Ben olsam metnin sonunda Şahmaran’ın hayatta kalacağı bir son kurgulardım.

8. Şahmaran ile Lokman Hekim adlı metni, 2. ünitedeki Tahir ile Zühre Hikâyesi ile aşağıdaki tabloda verilen özellikler açısından karşılaştırınız.

Şahmaran ile Lokman HekimTahir ile Zühre Hikâyesi
TürEfsaneHalk hikayesi
BiçimDüz yazı (mesir)Nazım - nesir karışık
ÜslupSade ve anlaşılır bir dilSade ve anlaşılır bir dil
İçerikBir zamanlar Tarsus dolaylarında geçtiği varsayılan olağanüstü olaylar anlatılmaktadır.Padişahın kızı ile vezirin oğlunun ölümle son bulan aşk yolculuğu anlatılmaktadır.

Etkinlik

Balkiye’nin yaylağa çıkması ile birlikte, biraz ileriye tahtını kurdurmuş ve üzerine oturmuş olan Yılanlar Kralı Şahmaran gürledi:
“— Burnuma insan kokusu geliyor. Burada bir insan var. Onu tutun bana getirin. Fakat, sakın öldürmeyin, sağ istiyorum onu…”
Emri alan yılanlar derhal sağa sola dağıldılar ve kısa zamanda Balkiye’yi bularak, Şahmaran’ın huzuruna getirdiler.
Bütün yılanlar onun öldürülme emrini beklerken, Şahmaran tamamen aksini yaptı ve Balkiye’ye tahtının sağ tarafında yer göstererek, oturttu. Sonra da ona doğru eğilerek şöyle konuştu:
“— Hoş geldin kaatilim..”
Balkiye bu iyi kabule sevindi ve “sağolun” diye karşılık verdi ama “kaatilim” sözünden nenin kastedildiğini anlayamadı.
Şahmaran, onun kendisine şaşkın şaşkın baktığını görünce, yine diğer yılanların duyamayacağı bir sesle izah etti:
“— Beni sen öldüreceksin. Ama şimdi değil. Daha zamanı var. O zaman geldiğinde sana söyleyeceklerim var. Şimdilik benim misafirimsin. Burada istediğin kadar kalabilirsin. Sana her türlü izzet ve ikram gösterilecektir. Ta ki, usanıncaya kadar…”

a. Yukarıda verilen parçadaki anlatıcıyı belirleyiniz.
Cevap: Parçada 3. kişili anlatım kullanılmıştır.

b. Anlatıcının özelliklerinden yola çıkarak metinde hâkim, kahraman ve gözlemci bakış açılarından hangisinin ya da hangilerinin kullanıldığını belirleyiniz.
Cevap
: Parçada hâkim bakış açısı kullanılmıştır.

c. Belirlediğiniz anlatıcı ve bakış açısının anlatıma etkisini değerlendiriniz.
Cevap
: Bu anlatıcı ve bakış açısı ile okuyucu, kahramanların iç dünyalarına da hâkim olabiliyor ve metni daha iyi anlayabiliyor.

1. a. Yukarıdaki parçada sıfat tamlamalarını bulunuz.
Cevap
: Bir sabah, zümrüt göklere, gümüş böceklere, acayip pınarlardan, iki yanda, geçmiş devirler, süslü kadırgaları, binlerce kişi, morarmış omuzlarımızda, bir demet, bir cümbüş, tarihin bir musiki gibi aktığı yerde, bütün ormanlar, bütün kuşlar, bir dehşet.

b. Bulduğunuz sıfat tamlamalarının metindeki işlevlerini belirleyiniz.

Bu sıfat tamlamaları cümlede çeşitli görevlerde kullanılmıştır. Örneğin,

  • Özne: Geçmiş devirler, binlerce kişi, bütün ormanlar, bütün kuşlar, bir dehşet
  • Dolaylı tümleç: Zümrüt göklere, gümüş böceklere, acayip pınarlardan, iki yanda, morarmış omuzlarımızda, tarihin bir musiki gibi aktığı yerde
  • Zarf Tümleci: Bir sabah
  • Nesne: Süslü kadırgaları, bir cümbüş

2. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

Melik Dânişmend bir süre uyukladı, rüya görüp uyandı, ayağa kalktı, silâhını giydi, kılıcını kuşandı. Artuhî ve Efrumiyye sordular: “Ya Melik! Size ne oldu ki bu vakitte dışarı gidiyorsunuz?” dediler. Melik söyledi: “Dostlardan bir kişi geliyor, onu karşılamaya gidiyorum. Siz burada oturun, hemen gelirim.” dedi. Sonra atına binip dağdan ovaya indi. O anda gördü ki ruhban kılığında bir kişi geliyor. Elbisesi ve kalpağı siyah idi. Melik karşıdan çağırdı: “Merhaba, hoş geldin ya Süleyman!” dedi.

  • 1. cümlede virgüller sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır.
  • 2. cümlede iki nokta tırnak içinde verilen konuşma cümlesinden önce kullanılmıştır.
  • 2. cümlede tırnak işareti alıntı cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır.
  • 2. cümlede soru işareti soru anlamı taşıyan cümlenin sonunda kullanılmıştır.
  • 2. cümlede nokta tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmıştır.
  • 3. cümlede iki nokta tırnak içinde verilen konuşma cümlesinden önce kullanılmıştır.
  • 3. cümlede tırnak işareti alıntı cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır.
  • 3. cümlede virgüller sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır.
  • 3. cümlede noktalar tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılmıştır.
  • 4, 5 ve 6. cümlelerde nokta tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmıştır.
  • 7. cümlede iki nokta tırnak içinde verilen konuşma cümlesinden önce kullanılmıştır.
  • 7. cümlede virgül seslenme ifadesinden sonra kullanılmıştır.
  • 7. cümlede tırnak işareti alıntı cümlenin başında ve sonunda kullanılmıştır.
  • 7. cümlede ünlem işareti, ünlem değeri taşıyan seslenme ifadesinden sonra kullanılmıştır.
  • 7. cümlede nokta tamamlanmış cümlenin sonunda kullanılmıştır.

3. Aşağıdaki parçada günümüz yazım kurallarına uymayan kullanımları belirleyiniz.

Dünya yine ol dünya, devran yine ol devran… Büyük balık küçük balığı yutmakta, gücü yeten yettiğini ezmektedir. Arkadaş arkadaşı çekemez de kardeş kardeşi ister mi sanki?.. Şu yaşlı dünyanın çok eski bir çağındayız. Van gölü ile Çıldır gölü arasındaki bölgede yeşil ufuklar ortasında küçük bir yayla köyü vardır. Bu köyün bir evinde iki kız, birbirinden güzel iki yıldız büyüyor. Birinin saçı kumral, birinin rengi esmer; büyüğünün huyu hırçın, küçüğünün dili zehirli imiş. İki bacı, bıkmadan usanmadan her gün söyleşir, her saat çekişirlermiş. Birinin ak dediğine öteki kara der, birinin hoş bulduğunu öteki yerermiş. Gün doğar kavga başlar, gün batar, yine bitmek bilmezmiş. Kıskançlık duyguları o derece benliklerini sarmış, o kadar iliklerine işlemiş ki gece düşlerinde bile bağırırlar, çağırırlarmış. Bugün başbaşa, yarın saçsaça… Gidiş bu gidişmiş işte.

Yazım kurallarına uymayan kullanımlar:

  • Ol: O
  • Van gölü: Van Gölü
  • Çıldır gölü: Çıldır Gölü
  • Başbaşa: Baş başa
  • Saçsaça: Saç saça

1. Etkinlik

a. Yakın çevrenizdeki varlıklar, mekânlar, tarihî olaylar, tabiat olayları ve inanışlarla ilgili efsaneleri sözlü kültür kaynaklarından derleyerek yazıya geçiriniz.

Aydın iline ait kısa bir efsane:

KIZLARHİSARI

“Alabanda kralının çok güzel bir kızı vardır. Herkesin gözü bu güzel kızdadır. Alabandalı iki sanatçı kıza talip olurlar ve kraldan isterler. Kral birisine kente su getirmesini, ötekine de senato binasını yapmasını söyler. Ancak ikisinin de aynı anda işe başlamalarını, üstlendikleri işleri önce kim bitirirse kızı ona vereceğini bildirir. İki sanatçı büyük aşkları uğruna her güçlüğe göğüs gererek heyecanla işlerine başlarlar. Suyu getirecek olan o kadar hızlı çalışır ki, işinin bitimine ramak kala daha ötekinin ki yarıyı bulmamıştır. Normal koşullarda kızı alamayacağını anlayan ikincisi kendine göre plan uydurur. Büyük para ver mücevherat vererek aracılar bulur. Aracı büyük bir yalan düzer. Doğruca suyu getirecek olana gider. Seneto binasının çoktan bittiğini, dolayısıyla kızın mimara verildiğini söyler. Suyu getirecek olan, büyük şaşkınlık içinde bir an duraklar. Dolu dolu olan gözlerinden sızan yaşlar, yanaklarından aşağıya, titrek dudaklarına iniverir. Bir an nerede olduğunu ne yaptığını bilemeyecek hale gelir. Sonra kalkar doğrulur. Etrafına, bir şey ararcasına bakınır. Sonra yerde yatan balyozunu alır, havaya fırlatır. Balyoz daha havada iken altına dikilir. Hızla inmekte olan balyoz adamı paramparça eder. Bir başka söylentiye göre de adam kendi yaptığı İncekemer’den aşağıya atlayarak intihar eder. Böylece rakipsiz kalan mimar kızı alır. O günden beri senato binasına Kızlarhisarı denilmektedir.”

b. Yazdığınız metni sınıf panosu, okul panosu, dergi, gazete, sosyal medya vb. aracılığıyla sergileyiniz.
Cevap: Yazdığınız metni sınıf panosu, okul panosu, dergi, gazete, sosyal medya vb. aracılığıyla sergileyebilirsiniz.

c. Metne yönelik eleştirilere açık olunuz, gerekirse metin çerçevesinde eleştirileri cevaplayınız.
Cevap
: Metne yönelik eleştirileri cevaplayabilirsiniz.

2. Etkinlik

Hüseyin Nihal Atsız’ın Bozkurtların Ölümü ile Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel romanları destan türünden etkilenilerek yazılmıştır. Türk ve dünya edebiyatında destan türünden etkilenilerek yazılan başka eserlerin de olduğu bilgisinden hareketle “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri” konusunda tercih ettiğiniz türde bir yazı yazınız.

Tema: 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri

Ana Düşünce: Türk milletinin demokrasiye ve özgürlüğüne olan bağlılığını, cesaretini ve birlik ruhunu vurgulamak.

Amaç: Türk milletinin 15 Temmuz'daki destansı direnişini anlatarak, milli birlik ve beraberlik duygularını pekiştirmek ve şehitlerimizin anısını yaşatmak.

Hedef Kitle: Türk milleti ve tarihi olaya ilgi duyan herkes.

Türk milletinin demokrasiye ve özgürlüğe olan bağlılığını en güçlü şekilde ortaya koyan ve tarihe altın harflerle yazılan 15 Temmuz Demokrasi Zaferi, Türk edebiyatında ve dünya edebiyatında birçok destansı eseri etkilemiştir. Hüseyin Nihal Atsız'ın "Bozkurtların Ölümü" ve Cengiz Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" romanları gibi eserler, destan türünden etkilenerek kaleme alınmıştır.

Bu büyük direnişin ve fedakarlıkların anlatıldığı destanlar, Türk milletinin kahramanlık, cesaret ve birlik ruhunu yücelten önemli eserler arasındadır. Ancak 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri hikayesi, sadece edebiyatı değil, gerçek hayatı da etkilemiştir.

Bu olay, tarihimizin en karanlık ve zor zamanlarında, Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde nasıl ayakta durduğunu gösteren bir destan haline gelmiştir. Tankların önüne yatan sivil insanlar, demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara akın eden binlerce insan, Türk milletinin asaletini ve kararlılığını kanıtlamıştır.

15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık aşkının en güzel örneklerinden biridir. Bu direniş, sadece o gece değil, gelecek nesillere de demokrasi, özgürlük ve vatan sevgisi gibi değerleri miras olarak bırakmıştır.

Bu yazıda, 15 Temmuz'un destansı hikayesi ve şehitlerimizin fedakarlıkları anlatılarak, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhu vurgulanmıştır. Bu zafer, Türk edebiyatına ve dünya edebiyatına ilham veren önemli bir olay olarak tarihe geçmiştir.

Etkinlik

Yazma Çalışmaları bölümünde derleyip yazdığınız efsaneler ile “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri” konusunda yazdığınız yazıları sınıfta sununuz.
Cevap
: “15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri” konusunda yazdığımız yazıyı sınıfınızda paylaşabilirsiniz.

1
0
1
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.