Sofistlerin bilgi görüşünün temel özelliği

Sofistlerin bilgi görüşünün temel özelliği
Sofistlerin bilgi görüşünün temel özelliği nedir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Sofistlerin bilgi görüşünü incelediğimizde rölativizm temelli olduğunu görürüz. Rölativizm görüşü, doğruluk kavramının göreceli olduğunu savunur.

Sofizm

M. Ö. 5. Yüzyılı değerlendirdiğimizde Yunan şehir devletlerinde imkanların artmasıyla Yunanlılar kültürel ve siyasal alanlara yönelmeye başlamış olduklarını görürüz. Bunlara bağlı olarak güzel konuşma ve düşünme ihtiyacı hasıl olmuştur. İnsanları bu konuda eğitmek adına sofist adı verilen öğretmenler ortaya çıkmıştır. Sofistlere göre herkes tarafından kabul edilebilecek ortak doğrular yoktur. Doğruluk kavramı her insanda değişkendir(görecelidir). Bu anlayışa rölativizm(görecelik) denir.

Sofizmin temelini incelediğimizde Herakleitos ile Parmenides 'in ontolojilerinden etkilendiklerini görürürüz. Biraz daha açıklamak gerekirse; Herakleitos'un oluşa dayalı, Parmenides 'in ise varlığa dayalı ontolojisinden beslenir.

Sofizmin önde gelen temsilcileri Protogoras ve Gorgias'tır. Bu temsilcilerin görüşleri ise şu şekildedir:

Sofist Protagoras (M.Ö. 480-410) :

  • Evrendeki her bilgi duyusaldır (duyu algısı ile elde edilir). Algılar, koşullara bağlı olarak değişkenlik gösterebilirler. Bu nedenle genel bir bilgi olamaz.
  • Algıların koşullara bağlı olarak değişkenlik göstermesini şu şekilde örnekleyebilirim : Aynı ortamdaki iki insandan birisine göre hava soğuk, diğerine göre sıcak olabilir. Bu durumda havanın soğuk veya sıcak olması görecelidir. Kabul edilebilecek ortak bir doğru yoktur.
  • Protogoras'ın, bu görüşünü "İnsan her şeyin ölçüsüdür" sözü ile özetlediğini de eklemiş olayım.

Sofist Gorgias (M.Ö. 483-375)

Gorgias'ın görüşünü açıklayacaksak onun ünlü söznüne değinmeden geçemeyiz. "Hiçbir şey var değildir, herhangi bir şey var olmuş olsa bile bilinemez, bilinmesi mümkün olsa bile başkasına iletemeyiz." Bu görüşü felsefi açıdan inceleyecek olursak Herakleitos'un diyalektik kavramı ve Parmenides'in mutlak özdeşlik kavramınının bir araya gelmesiyle ortaya atıldığını söyleyebiliriz. Yani Gorgias'ın düşünce sisteminin oluşmasında bu iki ismin önemli yeri vardır.

Gorgias'ın sözünü biraz açıklayarak bu görüşlerin nereye dayandırıldığını açıklayalım. Gorgias; Herakleitos'un evrendeki her şeyin bir oluşa tabi olması görüşü ve Parmenides'in oluşan hiçbir şeyin hakiki anlamda var olmaması görüşünden hiçbir şeyin var olmadığı sonucunu çıkarmıştır. Eğer olsa bile kavranılamaz(bilinemez) çünkü zihnin elde edemediği ve çelişki içindeki bir varoluşun bilinmesi mümkün değildir. Bir şekilde kavrandığını da var sayarsak bunun başkasına aktarılabilmesi ve diğer kişi tarafından kavranılabilmesi mümkün değildir. Çünkü her bireyin kavrayışı farklıdır. Buna bağlı olarak da aktarılan düşünceye karşı tarafın nasıl bir anlam yüklediği de bilinemez. Bu yüzden bilgi bireye göre nasıl görünüyorsa o şekildedir.

184
269
44
113
35
16
228
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.