Mehmet TEBER

Mehmet TEBER

Fatih Projesi: Sorular ve cevaplar

Fatih Projesi: Sorular ve cevaplar

Eğitime, istihdama, teknolojiye katkı sağlayacağı açık. Ancak akla takılan oldukça fazla soru var.

Birkaç gün önce Antalya’da eğitimciler olarak bir kamptaydık. MEB’den, yayınevlerinden, özel okullardan, dershanelerden, ÖZDEBİR ve GÜVENDER gibi eğitim odaklı sivil toplum kuruluşlarından teknoloji firmalarına kadar birçok katılımcı vardı kampta. Kampın amacı Fatih projesini tartışmak, akılda proje ile ilgili oluşan soruları cevaplamak ve proje karşısında özel sektörün alacağı tutumu belirlemekti.

Bu kampı Gelişim Yayınları organize etmişti. Yaklaşık bir 1,5 yıl önce bu yayınevini Yurteri kardeşler satın almıştı. Mehmet Yurteri başkanlığında bir araya gelen dört kardeş, yayınevini kısa sürede teknolojiyi ve yenilikleri takip eder duruma getirmişler ve çıtasını oldukça yükseltmişler. Dört erkek kardeş aynı firmada görev alarak kardeş birlikteliğinin çok güzel bir örneğini de bize göstermiş oldular. Yayınevinin geliştirdiği online eğitim sistemi, optik formla geometri sorusunu çözme teknikleri, Fatih projesine tamamen uyarlanmış yayınları ile önlerinin açık olduğunu düşünüyorum. Gelelim toplantı notlarına.

FATİH Yeterince Tanıtıldı mı?

Fatih (Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesini artık hepimiz biliyoruz. Bizzat başbakan tarafından açıklanmış ulusal çaplı ve büyük bir proje. Ben öncelikle bu projenin yeteri kadar tanıtılamadığını düşünüyorum. Yoldan geçen vatandaşlara sorsak Fatih projesi nedir, ilk verilen cevap öğrencilere dağıtılacak olan tabletlerdir. Çocuğumuz, projede tabletin dışında ne var bilmiyoruz. Bu konuda MEB sınıfta kaldı diye düşünüyorum. Ulusal çaplı, dünyada eşi benzeri olmayan bir proje geliştireceksiniz ama tanıtımını yapamayacaksınız. Proje sadece tablet dağıtılması olarak algılanacak.

Projenin Bileşenleri Neler?

Antalya’da edindiğim izlenime göre, MEB proje için birçok bakanlıkla işbirliği içinde gece gündüz çalışıyor. Her ne kadar gündeme gelmese de projenin tamamlanması için oldukça büyük bir emek sarf ediliyor. Projenin 5 alt bileşeni var. İlki donanım ve yazılım altyapısı. Tüm okullara fiber internet çekilecek ki, bu işin sonunda sadece okullar değil tüm Türkiye hızlı internet ağına kavuşacak. Okullarda teknoloji iyileştirmesi yapılacak. İkinci bileşen e-içeriğin sağlanması. Öğrencilere verilecek tabletlere sadece kitaplar taranıp koyulacak mı, yoksa başka bir içerik mi olacak? Büyük bir ekip de bu e-içeriğin hazırlanması için çalışıyor. Üçüncü bileşen ise müfredatın bilgi teknolojine nasıl uyarlanabileceğiyle ilgili. Öğretmenlerin hizmet içi eğitimden geçmesi yine önemli bir bileşen. Son bileşen ise bilgi güvenliği ile alakalı. Yani beş farklı ekip, her bir bileşende karşılaşılabilecek güçlükleri çözmek için çalışıyor.     

Projenin İlk Adımı Şubat’ta Başlıyor

Projenin ilk etabı önümüzdeki günlerde okulların başlaması ile başlayacak. 17 ilde elli küsur okulda yaklaşık on bin öğrenciye dağıtılacak. İlk uygulamaları ikinci dönem görebileceğiz. Ancak bu proje sadece tabletlerden ibaret değil. Sınıflar ve okullar da bu projeye ayak uyduracak. Önceleri sınıflara akıllı tahta kurulması gündemdeydi. Yani bir bilgisayar ve projeksiyon eşliğinde öğretmen dersi işleyecekti. Ancak bir adım daha ileri gidildi ve sınıflara etkileşimli tahta alındı. Yani artık projeksiyona gerek kalmayacak. Öğretmen kendi tabletini direk ekrana yansıtabilecek. Dokunmatik olan ekrandan dersi işleyebilecek. İstediği öğrencisinin tablet ekranını bu dokunmatik ekrana yansıtabilecek. Kendisi sınıfın arkasından kendi tabletinde yaptığı işlemleri ekranda öğrenciler görebilecek.    

Projenin tüm Türkiye çapında yaygınlaşması 2014 yılını bulacak. Önce 9. Sınıflara dağıtım yapılacak. Önümüzdeki sene ilköğretim ikinci kademe ve ortaöğretim öğrencileri tabletlerle buluşacak, bir sonraki sene ise 1-5. sınıfta okuyan öğrencilere tabletleri dağıtılmış olacak.

Kara Tahta ve Kitap Kalkıyor mu?

FATİH projesinde akla en çok gelen sorulardan biri kara tahtanın ve kitapların kalkıp kalkmayacağı yönündeydi. Bu kampta bizzat yetkililerden aldığımız bilgiye göre kara tahta devam ediyor. Yani öğretmenin girdiği sınıfta bir etkileşimli dokunmatik ekran ve hemen yanın da eski bildiğimiz tahta olacak. Öğretmen ikisini birden kullanabilecek. Aynı zamanda MEB öğrencilere kitap vermeye devam edecek. Kitaplar öğrencinin tabletlerinde yüklü olacak ama aynı zamanda basılı kitap da sene başında öğrencilere dağıtılacak.

Evet, FATİH projesi birçok açıdan tetikleyici bir proje. Eğitime, istihdama, teknolojiye katkı sağlayacağı açık. Ancak akla takılan oldukça fazla soru var. Bakanlık öğretmenden, öğrenciden, müdürden, özel sektörden ve eğitimcilerden soruları alıp bana göre açıkça cevaplamalı. Bunun için bir portal oluşturmalı. İşin ekonomik boyutu oldukça büyük olduğu için ihaleler şeffaf olmak zorunda zaten. Ve aklımızda tutmamız gereken önemli bir gerçek var ki, ülkemiz eğitimin bu projeden önce çözülmesi gereken daha öncelikli eğitim sorunları var. Proje adı üstünde iyileştirme projesi. Eğitimi iyileştirebilir ama eğitim sorunlarını çözemez.

Eğitimin ana odağı öğretmendir. İki öğretmen düşünün, birisi gönüllü kendini mesleğine adamış olmuş, diğeri ise meslekten ümitsiz olsun. Soruyorum size, kendini mesleğine adamış elinde taş tablet bulunan bir öğretmen mi daha iyidir, mesleğinden umudunu kesmiş arkasında dokunmatik ekran elinde elektronik tablet olan öğretmen mi?

Not: Proje ile ilgili detaylı bilgi edinmek için MEB’in proje için hazırladığı siteyi (http://fatihprojesi.meb.gov.tr/tr/index.php) takip edebileceğiniz gibi Gelişim Yayınları’nın hazırladığı referans sitesi (http://www.fatihprojesi.biz/) de inceleyebilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
1 Yorum
Mehmet TEBER Arşivi