Faruk ARDIÇ

Faruk ARDIÇ

İdeal Tercihin 7 Aşaması

İdeal Tercihin 7 Aşaması

Sınav sonuç kâğıdını doğru okumak ve tercihte bulunmak, sınav kadar zor. Hangi bölüme, hangi puanla yerleşeceğini, üniversitelerin imkânlarını, özel şartları bilmeden, ölü tercih yapmadan bir seçimde bulunmak için sınav kâğıdınızdaki bilgilerin ne anlama geldiğini iyi bilmeniz gerekir. Tercih yaparken izlemeniz gereken 7 aşama var.

Tercihin 1. aşaması: Tercih kılavuzunun okunması

Tercih listesi oluşturulurken ilk yapılması gereken işlem,  2014 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzu’ndaki istenilen programlar hiçbir ön şart gözetilmeksizin istek sırasına göre belirlenmesi ve yanlarına da 2013 yılında o bölüme giren adayların başarı sıraları yazılmasıdır. Bunun için çeşitli tercih sitelerindeki süzme programlardan yararlanılabilir. Bu aşamada tercih edilmesi düşünülen programlar ÖSYM’nin belirlediği sınırlamayı aşabilir.

Tercihin 2. aşaması: Programların gözden geçirilmesi

Bu aşamada sadece puana veya başarı sırasına göre yazılan, kazanıldığında kayıt yaptırmayacağınız veya gittiğinizde barınma, ulaşım gibi sorunlar oluşabilecek programlar listeden çıkartılmalıdır. Ayrıca mezun olduğunuzda istihdam imkânları kısıtlı olan ve ileride daha büyük sorunla karşılaşmamak için listedeki programlara dikkat edilmelidir.

Tercihin 3. aşaması: Başarı puan kriterleri

Programların başarı puanı, o bölüme geçen sene en son giren öğrencinin başarı sırasını gösterir. Başarı puana bakılırken belli bir opsiyon konabilir. Örneğin;

  • Başarı sıralaması ilk 10 binde olan öğrencilerin tercihlerine ilk bin-2 binden başlamaları ama tercih yoğunlaşmasının 8-12 bin arasında,
  • Başarı sıralaması 20 binde olan öğrencilerin ilk 4-5 binden birkaç tercih yapması, ama tercih yoğunlaşmasının 15-25 bin arasında,
  • Başarı sıralaması 50 binde olan öğrencilerin ilk birkaç tercihini 10 binlerden yapıp tercih yoğunlaşmasının 30–60 bin arasında,
  • Başarı sıralaması 100 binde olan öğrencilerin ilk birkaç tercihini 20 binlerden yapıp tercih yoğunlaşmasının 75–150 bin arasında olması daha idealdir.

İstek sırasına göre bölümler arasında başarı sırası farkı olabilir. Bu fark, başarı sırası olarak 3-5 bini aşmış ise o zaman ölü tercih oluşur. Bu duruma dikkat edilmelidir. Ama aradaki fark çok ise hangi bölüm daha çok isteniyorsa o bölüm kalmalı, diğerleri listeden çıkarılmalıdır.

Tercihin 4. aşaması: Farklı puan türlerinden tercihlerde bulunma

Eğer farklı puan türlerinden tercih yapılacaksa tercih listeleri, her alandan en çok istenilen bölümlere göre oluşturulmalı. Örneğin MF’ciler aynı zamanda TM'den puan kırılmadan istedikleri programları tercih edebilmekte. İstedikleri bölümü MF-1.2.3.4 ve TM-1.2.3 puan türlerine karşılık gelen başarı sıralarına göre karma olarak oluşturabilirler. Adayların aynı puan türlerindeki tercihlerini ardarda oluşturması şart değildir.

2 yıllık programlardan tercihte bulunacak genel lise mezunu adaylar, Tablo 3A'daki bölümler için önceliğin meslek lisesi mezunlarına verildiğini, kontenjan artarsa kendilerinin sınav sonuç belgesindeki alan dışı Y-YGS puanlarına göre yerleştirileceklerini unutmamalıdır.

Tercihin 5. aşaması: Programların özel şartlarının okunması

Tercihlerinizde yer verdiğiniz bölüm/programların devlet, vakıf, KKTC veya yurtdışı da olsa maddi şartlarına dikkat edilmelidir. Devlet üniversitelerinde ikinci öğretim yapan bölümlerin harç miktarları normal öğretimlere göre çok yüksektir. Ayrıca devlet üniversitelerinde de yurtdışı üniversiteleriyle entegre yürütülen bölüm/programların ücretli olduğu unutulmamalıdır. Bu bölümlerin belirli dönemleri Türkiye'de, diğer dönemleri de yurtdışında okutulur. Bunun için hem Türkiye'de hem de yurtdışında okunan yıllar için bir bedel ödenmektedir.

Tercihin 6. aşaması: Tutarlılık denetlemesinin yapılması

Adaylar tüm tercihleri oluşturduktan sonra bir uzman gözetiminde tercih tutarlılık denetlemesi yapmalıdırlar. Bu denetleme yapılırken her programın tek tek bir alttaki program ile karşılaştırılmalı, en çok istenen program üste yazılmalıdır.

Ayrıca;

  • Doğru tablolardan tercih yapıldı mı?
  • Listenizdeki programların giriş için aradıkları bütün özel koşulları taşınıyor mu?
  • Listenizdeki programlarla mezuniyet alanı aynı mı? Farklı ise tercih sıraları doğru mu?
  • Listenizdeki programların sırası gerçekten istek sırasına uygun mu? Ve listedeki programların kodlarını kontrol edilmesi gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır

Tercihin 7. aşaması: Tercihlerde son nokta

Tüm bu aşamalardan sonra, son aşama tercih formunun işleme konmasıdır. Öncelikle tercih işleminin ne zaman sona ereceği unutulmamalıdır. Tercih işlemleri yapıldıktan sonra hiçbir değişiklik yapma hakkınız olmayacaktır. ÖSYM’nin sitesinde tercih işlemleri bittikten sonra,  “Tercihleriniz sistem tarafından başarıyla kabul edilmiştir” uyarısını görmeden sistemden çıkmayın ve Tercih Formunuzun bir kopyasını yazıcıdan almayı unutmayın. Başvuru merkezi aracılıyla Tercih işlemlerini yapma istiyorsanız randevu almanız gerekmektedir. Görevli, tercihlerinizi sisteme girip size onaylattıktan sonra ÖSYM'ye gönderecektir. İşlem bittikten sonra görevliden tercih listenizin bir kopyasını yazıcıda yazdırıp size vermesini isteyiniz.

ÖNEMLİ OLAN TERCİH YAPACAK BİLİNCE ULAŞMAKTIR 

Üniversite hazırlık aşamasının son kısmını tercihler oluşturmaktadır. Tercih adaylar için oldukça önemli süreci oluşturmaktadır. İsabetli bir tercih demek, meslek seçimi demektir. Meslek çeşitliliğinin artması, alternatif mesleklerin çoğalması tercih sürecini daha etkili hale getirmektedir. Gençlerimiz sınavlarda ne kadar başarılı olursa olsunlar tercihlerde yapacakları küçük bir hata, uzun yıllar verdikleri emeklerinin boşa çıkmasına neden olabilecektir.

Adayların bugünlerde aldıkları puanlara ve türlerine bağlı olarak tercih yapacaklar. Üniversitede okurken, kazandığı ya da mezun olduğu bölümden mutlu olmayıp tekrar üniversite sınavına girenlerin oranı % 30 civarında. Yani her yıl yaklaşık 650 bin öğrenci üniversiteliyken tekrar sınava giriyor. Bunun için adayların öncelikle severek okuyabilecekleri, kendini geliştirebilecekleri üniversite ve bölümleri tercih etmeleri gerekiyor. Tercih yapmak bir şeyi diğerinden ayırt etmek, bir şeyi öne çıkarabilmek başlı başına bir bilinç gerektirir. Seçtiğini veya tercih ettiğini de kabullenmek, içselleştirmek ve sorumluluğunu da alabilmektir.

Genç bir insanın hayatındaki önemli tercihlerinden biri, geleceğini kazanacağı ve mutlu olabileceği bir meslek alanının seçimini yapmaktır. Kişinin istediği ve yeteneğine uygun olan kendisini gerçekleştirebileceği bir alanı tercih etmesi önemli.
Nüfusunun önemli kasımı genç ve işsizliğin yüksek olduğu bizim gibi ülkelerde istihdamın istenilen ölçüde sağlanamaması doğal olarak üniversite kapısına bu kadar öğrencinin yığılmasına neden olmaktadır.

Adaylar tercih yapmakta ve önlerini görmekte zorlanıyor
Adayların yalnız tercih yapmaların başında genelde istekleri ile değil, daha çok sınav sonucunda aldığı puanın en yüksekten düşük düzeye kadar sıralanmasına dayanmaktadır. Bu bağlamda, ailelerin çocuklarının algılarına ve kendi tercihlerine önem vermesi ve çocuklarının özgürce kendilerini ifade etmesine olanak tanıması önemlidir.

Tercihler istek sırasına göre belirlenmelidir

Üniversite tercihlerinin oluşturulmasında birinci belirleyici etken istekler olmalıdır. İsteklerin belirlenmesinde adayın kendini tanıması, yeteneklerini keşfetmesi, çalışmak istediği mesleğin özelliklerini bilmesi önemli olmaktadır. Örneğin öğrenci mimar olmayı çok istiyor olabilir. Ama puanı endüstri mühendisliğine de yetmektedir. Çevrenin de etkisiyle öğrenci ilk tercihine çok istediği mimarlık değil, endüstri mühendisliğini yazıyor. Sonuçta aday, endüstri mühendisliğine yerleşiyor ama daha birinci sınıfın sonuna gelmeden çok büyük bir hata yaptığını anlıyor. Bazıları ise alışırım diye işi mezun olmaya kadar götürüyor ve ömür boyu süren bir mutsuzluk girdabına kapılıyor. Bundan dolayı adayın istemediği, çevresinden etkilenerek tercih listesine koyduğu bölümleri çıkarmalıdır.

“Ne olursa olsun yerleşeyim” demeyin.

Üniversite adayları tercih sürecinde bazen mesleklerin isimlerine aldanıp tercih yapıyor, bazen de doktorluk, mühendislik gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyor. Bazı adaylar da toplumun baskısından kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun düşüncesiyle tercih yapıyor. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, “Neresi olursa olsun yerleşeyim” düşüncesiyle hareket etmektir. Bu durum çoğu zaman istenmeyen bir bölüme zoraki gitmek ya da bir sene kaybetmek anlamına gelebiliyor.

İstenmeyen bölümler tercih listene alınmamalıdır

Üniversite adayları tercih sürecinde bazen mesleklerin isimlerine aldanıp tercih yapıyorlar, bazen de doktorluk, mühendislik gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyorlar. Bazı adaylar da toplumun baskısından kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun düşüncesiyle tercih yapıyorlar. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, neresi olursa olsun yerleşeyim, düşüncesiyle hareket etmek olacaktır. Unutmamak gerekir ki tercihlerinizin sorumluluğu birinci derecede üniversite adaylarına aittir. Bu dönemin kazasız atlatabilmek için elbette öncelikle bir tercih uzmandan destek alınması önemlidir.

Anne- babalar yol gösterici olmalıydılar

Gençlerimiz tercih yaparken çoğunlukla başta aileleri olmak üzere çevrelerindeki insanların etkisi altında kalabiliyorlar. Bazen anne-babalar, yapamadıkları meslekleri, çocuklarında görmek için, çocuklarına baskı yapabiliyorlar. Gençlerimiz de okumaları için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan ailelerini mutlu etmek için onların tercihlerini dikkate alıyorlar. Sonuç olarak, okulu bitirip mesleğe atıldıktan sonra ailelerinin isteğiyle yapılan meslek seçiminin hatalı olduğunun farkına varıyorlar. Çünkü o mesleği yapmaktan zevk alamıyorlar. Tercih yapma konusunda ailelere düşen görev sadece yol gösterici olmalarıdır. 

TERCİHLERE YÖNELİK SORU VE CEVAPLAR

Tercihlerde en fazla yapılan hatalar nelerdir?

  • Kişinin seçmek istediği üniversite hakkında detaylı bilgi sahibi olmaması,
  • Öğrencinin kendi yetenek ve isteklerini bilmeden mesleki tercih yapması,
  • Seçilen yükseköğretim programının özel koşullarının gözden geçirilmemesi, ( ÖSYM tarafından hazırlanan Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları çok Kılavuzu'nda, programların özel koşulları bulunmaktadır. Bu bölge yeterince incelenmeden yapılan tercihler sonrasında birçok öğrenci yerleştirildiği halde kayıt yaptıramamaktadır.)
  •  “Puanım kaybolmasın  “ anlayışı ile öğrencinin girmek istediği değil, puanının yettiği daha yüksek puanla öğrenci alan bir programı tercih etmesidir.
  • Öğrencinin, programların puan türleri ile kendi puanlarını dikkate almaksızın tercih yapması, edebilmektedir. Bu tür ayrımların detaylı biçimde bilinmemesi tercih hatalarına yol açmaktadır.

Tercih döneminde adayın kendine sorması gereken sorular nelerdir?

  • Tercih listemde yer vermek istediğim meslek gruplarının çalışma koşulları, gerektirdiği nitelikler, gelecekteki durumu gibi bilgilere sahip miyim?
  • Kişisel özelliklerimin, hangi alanlara eğilimim olduğunun yeterince farkında mıyım?
  • Tercih listemde vakıf üniversitelerine, ikinci öğretim programlarına yer verecek miyim?

Tercih listemde yer vermeyi planladığım üniversitelerin eğitim programı, sosyal koşulları, yerleşke koşulları gibi imkânlar hakkında yeterli bilgiye sahip miyim?

Okul birincilerinin avantajı nelerdir?

ÖSYM, tercih sürecinde okul birincilerine farklı bir işlem yapmaktadır. Bu işlemin birinci aşamasında tercihlerin ilgili bölümü yazan okul birincileri arasından ayrılan kontenjan sayısı kadar yerleştirme yapılır. Eğer okul birincisi olan öğrenci tercihlerinden herhangi birisine okul birincisi olarak yerleşmezse normal bir öğrenci gibi tercih listesine tekrar bakılarak normal yerleştirme işlemi yapılır. Yani okul birincisi öğrencinin tercihlerine iki kez bakılır.

  • Okul birincilerine ayrılan kontenjan ayrıcalığı yalnızca adayın tercih yaptığı yıl için geçerli olmaktadır. 
  • Okul birincilerinin kendilerine sağlanan bu olanaktan yararlanabilmeleri için tercihlerini, puan durumlarını göz önünde tutarak dengeli bir şekilde yapmaları gerekiyor. 
  • Okul birincileri için ayrılan kontenjanlar sınırlıdır. Bu nedenle tercihlerin tümünü çok istenen programlar arasında yapan okul birincileri, puanlarının yüksek olmaması durumunda hiçbir programa yerleştirilmeyebilirler.
  • Okul birinciliği başarı düzeyi yüksek olan, yüksek puan yapan öğrenciler için çok fazla fırsat sunmaz iken puanları düşük olan öğrenciler için ise çok fazla avantaj sunabilmektedir.
  • Başarı sırası olarak ilk 10 bine giren lise birincilerine okul birinciliği fazla fayda sağlamıyor. Çünkü bu adaylar zaten yüksek olan yerlere normal puanları ile de girebilmektedirler. Çok küçük katkılar olmaktadır.

Merkezi yerleştirmeyle kesin kayıt hakkı kazanan bir aday isterse özel yetenek sınavına başvurabilir mi? 

  • Her hangi bir yükseköğretim programa yerleşen aday, isterse özel yetenek sınavlarına başvurabilir.
  • Üniversitelerin özel yetenek sınavları genel olarak Ağustos ayında farklı tarihlerde uygulanır.
  • Her iki programı kazanan aday aynı anda ikisine kayıt yaptıramaz. Birini seçmek zorunda kalır.
  • Özel yetenek sınavlarıyla ÖSYM’nin bir ilgisi yoktur.
  • Üniversitelerin özel yetenek sınavları ile ilgili bilgiler web sayfalarından takip edilebilir.
  • Sadece özel yetenekle yerleşmek isteyen adaylar merkezi yerleştirme için başvuruda bulunamazlar.

Ön lisans (2 yıllık) sınavsız geçiş programlarının bulunduğu tablodaki (Tablo 3A) programlara yerleştirme nasıl yapılıyor?

  • Tablo 3A’daki ön lisans programlarına yerleştirme üstünlüğü meslek liseli adaylar içindir.
  • Kalan boş kontenjanlara genel liseliler veya alan dışından meslek liseliler ilgili YGS puanlarına göre yerleştirme yapılacaktır.
  • Bazı programlarda meslek lisesi bitirme puanları taban puan ( sınavsız geçiş)  olarak belirlenmiştir.

Okul başarı puanları nasıl hesaplanır?

  • Okul başarı puanı adayın 4 yıl lise öğretim dönemindeki diploma notlarını yansıtır. ÖSYS orta öğretim başarı puanını en düşük 250 ve en yüksek 500 üzerinden işleme koyar.
  • Örneğin 100’ lük sistem üzerinden 80 ortalaması olan adayın başarı puanı kısa yoldan 80*0,5 = 400 olarak hesaplanır. Bu adaya gelecek puan ise 400* 0,12= 48 dir.
  • Meslek liseli adaylar kendi alanlarıyla ilgili tercih yaptıklarında 0,06 ek puan alırlar.
  • Örneğin, başarı puanı 100 üzerinden 70 olan bir meslekle liseli aday kendi alanıyla ilgili bölüm tercih ettiğinde alacağı puan; 70* 0,5 = 350
  • 350 * (0,12+ 0,06) = 63 puandır.

Sınavsız yerleştirme sonrası boş kalan kontenjanlara ek yerleştirme yapılacak mı?

Meslek lisesi lise mezunu adaylar, kendi alanları dâhilinde yapacakları tercihlere göre Tablo 3 A’daki ön lisans programlarına sınavsız yerleştirilecekler. Boş kalan kontenjanlara ise Meslek liselerin farklı alanlarından mezun olanlar ile düz lise mezunu öğrencilerden ilgili puan türünden YGS 140 taban puanı aşan adaylar hiçbir öncelik olmadan bölüme yerleştirileceklerdir. YGS’de her altı puan türünden de 180 puanı geçemezsem nereleri tercih edebilirim?

140 puan barajını geçtiğiniz takdirde 2 yıllık programları tercih edebilme hakkınız doğar. Bunun dışında açık öğretim programlarından 4 yıllık ve 2 yıllık tercih yapabilirsiniz.

Hangi durumlarda puan kesiliyor?

Yerleştirmede kullanılan puanlar hesaplanır­ken, bir önceki yıl bir yükseköğretim progra­mına yerleştirilmiş (açık öğretimin kontenjan­sız bölümlerine yerleşenler hariç) olan adayla­rın ortaöğretim başarı puanlarının yerleştir­me puanlarına katkısı yani bu puana uygula­nan katsayı yarısı ile çarpılıyor.

ÜNİVERSİTE SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

1. Adayların ne istediğinin farkında olması gerekir

Öncelikle adayların neyi okumak istediklerini bilmeleri ve bu konuda kararlı olmaları gerekir. Tersinden neyi istemediğini de fark etmelidir. Adayların yeteneklerinin bilincinde olması ve geleceğini kendisinin belirliyor olması üniversite seçiminde önemli bir adımdır.

2. Üniversite tercihinde dikkat edilecekler

Adayların üniversite belirleme sürecinde şu soruşların cevabına ulaşması gerekir.

  • Üniversitenin eğitim kalitesini belirleyen mezunlarının iş bulma kapasitesi nedir?
  • Üniversitenin nitelikli akademik kadrosu var mı? Ulusal ve uluslararası nitelikte öğretim üyelerine sahip olması önemli.
  • Üniversite belirli alanlarda bilimsel ve sosyal alanda ön plana çıkan bilim insanı var mı?
  • Nitelikli eğitim için tanınan ve bilimsel erki olan bilim insanlarının varlığı üniversiteye üstün nitelik kazandıracaktır.
  • Üniversitenin bilim ve teknoloji geliştirme kapasitesi nedir? Bu konuda herhangi bir çıktısı (icat, patent v.b) var mı?
  • Üniversitenin bilimsel çıktıları, uluslararası bilimsel yayınları, basılan kitap, patent, vs var mı? Üniversitenin çıktıları ne oranda değer görüyor?
  • Üniversitenin belirli alanlardaki başarılı çıkışları, mükemmeliyet merkezleri var mı? Belirli alanlarda üniversite kendisini dünyaya kabul ettirmiş midir?
  • Üniversitenin uluslararası ilişkileri var mı? Erasmus programı dâhil, diğer üniversiteler ile her alanda işbirliği yapabiliyor mu? Bu işbirliğine öğrencilerini katabiliyor mu?
  • Üniversitenin ulusal ve uluslararası düzeyde proje üretebilme kapasitesi. Bu projelerle öğrencilerinin yer alması, sonuçlarından haberdar olabilme düzeyi nedir?
  • Üniversite bilimsel toplantı, kongre düzenleyebiliyor mu? Üniversitede her tülü alanda farklı seminer, temsil ve gösteri yapılabiliyor mu? Bu toplantılara öğrencileri fikren ve düşünsel anlamda katabiliyor veya katkı sunabiliyor mu?
  • Üniversitenin sosyal sorumluluk projelerini öğrenciler ile birlikte hazırlayabiliyor mu?

3. Üniversitenin alt yapı imkânları

Üniversitelerin altyapı imkânlarıyla sorgulanması gerekenleri şunlardır:

  • Üniversitenin kütüphane, laboratuar, sosyal ve sportif olanakların varlığı ve kullanılabilirliği nedir?
  • Üniversitenin coğrafi konumu, bulunduğu kent ve diğer alt yapı olanakları nedir?
  • Yurt ve ulaşım kolaylığı bulunuyor mu?

4. Üniversitenin sosyal iklimi önemlidir.

Üniversiteler adaylar için aynı zamanda sosyal ihtiyaçlarını giderecek alanlardır.

  • Öğrencilerin barınma ve diğer sosyal imkânları var mı?
  • Örneğin üniversitenin bulunduğu bölgenin kültürel gelişimine katkıda bulunacaksa, öğrencileri sisteme dahil edebiliyor mu?
  • Öğrencilerin kendini geliştirme ortamı var mı?
  • Üniversite bir okul ve meslek öğrenme ortamından çok, temel bilimsel bilgi kadar bilinç gelişimine da katkıda bulunması bakımından önemlidir.
  • Sosyal alanlar, öğrencinin kendini gerçekleştirme ortamlarının varlığı yanında, üniversitenin bulunduğu kentin sosyal yapısı ve imkânları da önemlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Faruk ARDIÇ Arşivi