Ali CÖRE

Ali CÖRE

Ahlaksızlık hayvandan aşağıdır

Ahlaksızlık hayvandan aşağıdır

Masanın üzerinde yiyecek ya da hoşuna giden nesneleri gören 1-3 yaşlarındaki çocuklar doğruca onu almaya yönelir. Engel çıkarsa ağlar, bağırır çağırır. Hayvanlar da gördükleri yiyeceklere ulaşmak, alıp götürmek ister.Sofraların,masaların etrafında dolanıp dururlar.

Çocuğun bu davranışı ile hayvanların davranışı aynıdır. Neden?
Küçük çocukların hayvan gibi davranmasının nedeni henüz yetiştiği ortamın kurallarını öğrenmemiş olmasıdır. Ahlakî değerlerden henüz habersizdir,eğitimini almamıştır. Zamanla yaşı ilerledikçe toplumsal kültürü oluşturan değerler, normlar, semboller, mitler vs çocuğun içinde yer bulucak ve çocuk davranışlarını "iradesini kullanarak" değiştircektir.

Bir ölçüde eğitim almış hayvanların davranışlarında da olumlu düzenlemeler sağlanabilmektedir. Evlerde beslenen hayvanlara temizlik eğitimi, beslenme eğitimi, uyuma ve eşyaları kullanma eğitimi verilerek insanlarla aynı ortamı paylaşarak yaşamasının önü açılmaktadır.

Peki adı"insan" olan ve yaratılmışların en üstünü olma istidadına haiz olan, yaşını başını almış, üstelik eğitim yönüylede zirveleri tutan, makam-mansıp ve güç yönüyle de önde olan insanların hayvan gibi davranmaları nasıl izah edilebilir?
Sokak köpeği gibi önünden geçenlere çokan, beğenmedikleri insanların elindeki ekmeği kapan, sofralarına zorla oturan, onların önünden yemeğini alan insanlara ne demeli? Hoşuna giden veya menfaatine yarayacak bir şeyi başkasının elinden zor ile alanlar yok mu? Bunlara ne dememiz gerekiyor? Bu davranışları ile ya aklı ermeyen henüz terbiyeden geçmemiş çocuklar ya da eğitim almamış....

Üstelik bu kişiler "rol model" olarak toplumun önünde duran birileri ise.
Arkasından gelen "yığınlar" öndekilerin bu ahlaksızlığını "norm"al karşılamaya başlayınca o toplumu daha kim tutabilir?Onların bu türden davranışları önceleri norm olur sonra normalleşmez mi? Herkes böyle davranmaz mı?
O zaman değerleri,normları yıkılan o toplum bir daha ne ile ıslah olur, nasıl iflah olur?.

Üstelik bunları yapanlar kendileri "ıslahçı" olarak topluma tanıtan kişiler ise.

Belki 20-25 sene sürecek bir kirliliğe yol açmış olurlar.
Bazı zararlı maddelerin toprağa, suya veya havaya sızmasının sonucu oluşan zarar ve kirlenme bir kaç nesil sürmektedir. Çernobil gibi, Hiroşima gibi yerlerde halen radyoaktif serpintilerin zaralarını yaşayan insanlar vardır.

Evet bu gün gelinen noktada toplumu ayakta tutan, hayatı hayat yapan esasları kuşatan surlar yıkılmıştır. Bir tarafta asırlardır tahrip edilen bu surları tamir etmeye çalışan insanların emekleri zayi edilirken,diğer tarafta "hak, hukuk, adalet, ıslah, yenilik" gibi toplumun bütün kesimlerince kabul gören değerler ve kavramlar zülüm ve diktanın yükselmesi için basamak yapılmıştır.

Bundan sonraki dönemlerde b değerlerim ikamesi adına kim ortaya çıkarsa ve boy verirse inandırıcı olmayacak, aldatıcı görüleceği için herkes ona çullanıp boğmak isteyecektir. Böylece hem o türlü reform hareketleri engellenmiş olacak hem de evrensel değerlere bile herkes şüphe ve endişe ile bakacaklar.

Başa dönecek olursak ahlaki değerleri gelişmeyen ya da bunlara uygun hareket etmeyen "sözde insan"ın masanın başındaki yemek sofrasına saldıran hayvandan farkı yoktur.

Bunu ifade sadedinde hayvanlara hakaret etmemek için Yüce Kitabımız bu tip insanların durumunu "belhüm adal" tabiri ile dile getirmiştir. Bu da hayvanlara saygının çok şık ve nazikçe ifadesidir.

Şimdi herkes fotoğraf karesindeki yerini gözden geçirsin.
Bu ahlaksızlık günün birinde aleniyet kazanınca şimdi göğsünü gere gere o kareye girmeye çalışanlar o zaman kareden kendi görüntüsünü istesede silemeyeceklerdir.Mahcup olacaklar. Keşkeler içinde yaşamını sürdürecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Ali CÖRE Arşivi