Ali CÖRE

Ali CÖRE

Garcia’ya Mektup

Garcia’ya Mektup

Amerikalı gazeteci Elbert Hubbart, Philistine adlı aylık bir derginin 1899 Şubat sayısında Garcia’ya Mektup başlıklı bir yazı yazar. Mesele şudur: Amerika’nın Kurtuluş Savaşının bir safhasında İspanya ve sömürge ordusunu tecrit edebilmek için Kübalı General Garcia’nın ordusuna Cumhurbaşkanı Mc Kinley, bir mektup yazar. Bu mektubun âcilen yerine ulaşması gerekmektedir. Ama Başkomutanlık karargâhında Garcia hakkında bilgi yoktur, nerede olduğu ve yanına nasıl gidileceği meçhuldür. Kendisine posta veya telgraf yoluyla ulaşmak imkânsızdır. Onun için ABD Başkanının yanındakiler bu mektubun ancak elden götürülebileceğini söylediler. Başkanın çaresiz bakışları karşısında cevap subaylardan birisinden geldi. “Benim birliğimde, Rowan adında bir çavuş (veya yüzbaşı) vardır; kimsenin, nerede ve hangi sığınakta olduğunu bilmediği Garcia’yı o bulabilir ve mektubunuzu kendisine ulaştırabilir.” dedi.
Rowan çağırılıp, mektup kendisine verildi ve Garica’ya teslim etmesi söylendi. Rowan mektubu aldı, göğsüne sakladı. Önce Başkan’a sonra diğerlerine selamını verip dışarı çıktı. Rowan yola çıktıktan tam dört gün sonra, gecenin karanlığından da faydalanarak üstü açık bir kayıkla Küba sahilinin açıklarına vardı. Küba’nın balta girmemiş ormanlarına dalıp, gözden kaybolduktan, pek çok tehlikeler atlatıp, büyük sıkıntılara katlandıktan üç hafta sonra, adanın öteki yakasında ortaya çıktı. Ülkesinin düşmanı bir ülkeyi, yürüyerek bir uçtan öteki uca geçti ve Garica’ya mektubu teslim etti…
Burada önemli mesele şu: Rowan’a ‘Bu mektubu Garcia’ya götürüp teslim edeceksin.” denildiğinde, bazılarının yaptığı gibi, “Bu Garcia kim? Nerede? Onu nasıl bulabilirim? Acaba bunu, bir başkası götüremez miydi? Benim eşim rahatsızdı da…” gibi sorular sormadı ve bir sürü mazeret ileri sürmedi… Hemen işine koyuldu… Yani, kendisi: “Ben bu işi en iyi nasıl yapabilirim” düşüncesiyle meselesine yoğunlaştı. Yoksa, “Ben bu işten nasıl sıyrılabilirim; ben bu işi en güzel nasıl yapmam” aptallığına sığınmadı…
İşte bu yüzden 118 sene önce yazılmış ve olağan üstü bir özelliğe sahip olmayan bu yazının basılıp yayımlanması, hiçbir kitabın mazhar olmadığı bir ilgiye mazhar olmuş ve baskıları yüz milyon adedi aşmıştı… Hele şimdilerde internet sitelerinde daha da çok insana ulaşmıştır.
Daha o günlerde bu yazı New York Merkez Demiryolu İşletmesinin bütün çalışanlarına, çoğaltılıp verilmiştir. Bu mesele Rus Demiryolları Genel Yönetmenine ulaşınca Rusça’ya çevrilip bütün çalışanlarına dağıtılmıştır. Sonra Rus Ordusu mensuplarına da ulaştırılmıştır. Beş sene sonra 1904’te Rus-Japon Savaşı sırasında esir Rus askerlerinin üzerinden çıkan bu yazı Japonca’ya çevrilip Japon İmparatorunun emriyle bütün Bakanlıklara ve bütün görevlilere dağıtılmıştır…
Nokta: Asıl sorun toplumu oluşturan fertlerin bu derin ve engin anlayışa sahip olup olmadığıdır. Böyle bir şuura sahip fertlerin karşısında hiçbir etik tanımaz anlayış duramaz.
Toplumun insana ve evrensel değerlere saygılı,vicdanı temiz ve hür,iradesi güçlü insanlara ihtiyacı var. Liderlik tepeden inme şeklinde olmaz, liderlik böyle zamanda toplumun içinden çıkar. Şu an toplumun bu özelliklere sahip liderler ihtiyacı var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Ali CÖRE Arşivi