Faruk ARDIÇ

Faruk ARDIÇ

Dershanelerin geleceğiyle ilgili tartışmalar

Dershanelerin geleceğiyle ilgili tartışmalar

 Dershanelerin geleceğiyle ilgili tartışmalar, bu sene sınava girecek öğrencileri olumsuz etkiyor

2013 yılı itibariyle 1 milyon 800 bine yakın adayın üniversite sınavlarına girmesi bekleniyor. Üniversiteye hazırlanan adayların yarıdan fazlası sınavlarda bir üst sıralara yerleşebilmek ve buna bağlı olarak yeterliliklerini artırabilmek için bir dershaneye devam etmektedirler. Mutlak anlamda gündemdeki dershanelerin geleceği ile ilgili tartışmalar bu sene sınava girecek öğrenci ve velilerini olduğu kadar ara sınıf öğrenci ve velilerini de tedirgin etmektedir. Bu sene sınava girecek öğrencilerin tartışma sürecinden etkilenmemeleri için derslerine yönelmeleri, verimli bir biçimde çalışmalarını ve bilgi birikimlerini artırmaları gerekiyor. Bu da adayların çalışmalarına iyi bir şekilde derslerine motive olmalarına bağlı. Motivasyonu iyi olan öğrenciler hedeflerine emin adımlarla ilerlerken, motivasyonu düşük olan öğrenciler ise sınava hazırlık sürecinde istedikleri hedefe ulaşamayabileceklerdir. Şu sıralarda öğrencilerin en çok zorlandığı durumlardan birisi de çalıştıkları halde bunların sonuçlarını görememeleri. Elbette öğrenilecek materyalin özelliği ve kişinin durumuna göre öğrenme değişkenlik içermektedir. Hazırlık sürecinde bir takım öğrenme stratejilerine sahip olmak,
 
Sınavlarla bir tür bilgiyi kullanma becerisi ölçülür
 

Öğrenme, bilişsel bir etkinliktir. Öğrenme sürecinde bilginin belleğe yerleştirilmesi ve uzun süreler orada kalması amaçlanmamalıdır. Bunun için, önce konuya yönelik temel bilgilerin öğrenilmesi daha sonra da kavranması gerekir. Kavrayış aşamasından sonra uygulama yani öğrenilen bilgilerin kullanılması gerekir. Bilgiyi kavramadan uygulamaya geçmek, testlerde yanlışların artmasına neden olacaktır. Öğrenciler etkili tekrarlar yaparak, öğrenilenleri salt bilgi düzeyinden, kavrama düzeyine geçişi sağlanabilirler. Böylece elde edilen bilgiler kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarılabilir. Bunun için kodlamaların belirli aralıklara ve doğru bir biçimde yapılmış olması gerekir. Unutmamak gerekir ki, hatırlamanın en etkili ilacı periyodik tekrarlardır.
 
Konu tekrarlarına öncelik verilmelidir.
 
Tekrarlardaki önceliğin, derslerde anlatılan konulara ve sınıfta çözülmüş sorularda olması gerekir. Çünkü bu tür bilgiler konunun özünü verdiğinden dolayı seçiciliğe sahiptir. Ayrıca, konulara yönelik dergi ve kitaplardaki ders anlatımları ve çözümlü örneklerle tekrar yapılması bilgilerin kalıcılığını artıracaktır. Psikolojini verilerine göre unutma baştan hızlı sonra da azalarak devam etmektedir. Yani öğrenme etkinliğinden hemen sonra unutma hızla devam etmektedir. Unutmayı yavaşlatabilmek için yapılması gereken, öğrenilen konunun vakit kaybetmeden tekrar edilmesidir. Tekrar süresi ne kadar ötelenirse hatırlama da o kadar zor olacaktır. Öğrenmek için ders başında çok vakit geçirmek değil, verimli çalışmak ve çok sayıda tekrar yapmak önemlidir. Vicdanı rahatlatmak için masa başında saatlerce oturmak bir çalışma yöntemi değildir.
 
Tekrarlar konunun yapısına göre değişme gösterir
 
Her öğrencinin eğitim altyapısı, yeteneği, algılama düzeyi, çalışma alışkanlıkları, kullanabileceği serbest zaman aralığı birbirinden oldukça farklıdır. Bu kadar farklılığın olduğu bir durumda her öğrenci için geçerli tek tip bir çalışmanın ortaya konması mümkün değildir. Bir konu için, yerine göre, 50 soru yeterli gelirken, başka bir konu için 150 soru az gelebilir. Bir konunun öğrenilmesinde, çalışma süresi ve soru bakımından kesin sınırlar çizmek yerine, o konunun anlaşılmış olması şartı aranmalıdır. Her konuyu eşit süre harcayarak anlamayı beklemek veya aynı sayıda soru çözmeyle konuya hakim olacağını zannetmek uygun değildir. Burada ölçü, konunun yapısı ve anlaşılabilirliği olmalıdır. Eğer konuyla ilgili sorular rahatlıkla çözülebiliyorsa, anlaşılmayan konulara daha çok zaman ayrılmalıdır.
 
Tekrar uygulanacak stratejiler

 
Önemli olan çok çalışmak değil, verimli çalışmaktır. Sürekli olarak aynı türden yüzlerce soruyu çözmenin öğrenciye pek getirisi olmayacaktır. Bu anlamda öğrencinin çok soru çözmesi sadece rakamsal anlamda kendini tatmin edecektir. Başarıya ancak nitelikli ve stratejik bir çalışmayla ulaşılır. Bunun için çözülen her sorunun adaya bir şeyler öğrenmesi gerekir. Öğrenci, sosyal ihtiyaçları için kullanabileceği zamanı gereksiz yere soru çözmekle harcayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Faruk ARDIÇ Arşivi