Ali CÖRE

Ali CÖRE

Vali beyin başyazısı

Vali beyin başyazısı

Çoçukluğumda okuduğum Aziz Nesin'e ait bir yazı.
Nerden aklına geldi derseniz işyerindeki bir arkadaşımızın konuşurken anlamını bilmediği kelimelerle konuşmaya çalışması bu yazıyı hatırlattı.
Aşağıdaki yazı hem komik hem de insanımızın dili ve kültüründen ne kadar uzak olduğunu göstermesi bakımından ilginç.

"Bayramın ikinci günü ev ziyaretçilerle doldu. Evin büyük oğlu Doğan Bey elinde gazete,

"Vali Bey Bayram gazetesine başyazı yazmış" dedi.

Büyük Hanım,

"Vali Beyi pek severim. Ne yazmış acaba, aman oku." dedi.

Doğan Bey gazeteyi okumaya başladı: "Otuz günlük oruç ayını gıpta edilecek bir irade metâneti ile tamamlayan vatandaş imrenilir bir ruh safveti ve samimiyeti içerisinde bayram musâfahasına koşuyor"

Büyük Hanım Sordu.

"Nereye koşuyor?"

Oğlu Doğan Bey, gazetedeki kelimeyi heceleyerek okudu:

"Mu-sa-fa-ha-sı-na koşuyor"

Misafirlerden biri,

"Husamafa ne demek?" diye sordu.

0 sırada cart diye bir ses duyuldu. Halının üstünde oynayan torunlarından biri yerdeki Bayram gazetesini yırtımıştı. Misafirlerden biri edebiyat öğretmeni:

"Fusamaha diye bir kelime hiç duymadım" dedi.

Bir misafir:

"Siz duymadınız diye kelime yok mu demektir? Daha sizin duymadığınız dünyada ne kadar kelime var." deyince, öğretmen:

"Olabilir ben duymadım." dedi.

O zamana kadar söze karışmamış olan büyük baba,

"Nedir o?" dedi "Duyup duymadığınız nedir?"

Safahuma kelimesini hiç duydunuz mu?

"Ha... Bildim. Japon adalarından biri olacak. Bu Japon adaları irili ufaklı dört yüzden fazla olup, içlerinde en münbit ve mahsuldâr olanına Sumahufa adası denir." "Sumahufa değil baba..."

"Ya nedir?"

"Husamafa..."

"Yanlış yazmışlardır. Doğrusu Fusamaha olacak. Evet bir Japon adasıdır.

"İmkânı yok, Japon adası olamaz, Vatandaşların Japon adasında işi ne?"

"Turist olamazlar mı?"

"Amma da yaptınız, bayram diye vatandaşlar Namusafa adasına mı kaçacaklar?"

Doğan Hey,

"Yahu," diye bağırdı. Bir kere kelimenin aslını bozdunuz. Gazete nerede, baksanıza şuna..."

Yerden gazeteyi aldılar. Torun gazeteyi yırtmış, parçalamıştı. Tam aradıkları kelime okunamıyordu. Doğan Bey:

"Ben Humasufa diye okuduğumu gayet iyi biliyorum" dedi.

Bir misafir:

"Evet" dedi. "Doğru... Siz sahamufa diye okudunuz.

"Tabiî canım insan okuduğunu bilmez mi? Tabiî fusamaha diye okudum."

"Haaa... Şimdi anlaşıldı. Şuna Humasufa desenize Sahafuma demek bilirsiniz bazı şeylerin beş altı adı vardır. Meselâ helâ.. ayak yolu deriz, kabine deriz, tuvalet deriz.

"Abdesthane."

"Hah işte tamam İtalyanlar ayıp olur diye bir mecliste helaya bizim gibi kabine demezler, masafuha derler. Şimdi anlaşıldı mı?

"Amma yaptınız baba... İnsaf yâhu... Yani vatandaşlar ayak yoluna mı koşuyorlar?

"Neden koşmasınlar? Şimdi vatandaşlar her bir yere koşuyorlar., trene, vapura. otobüse, tranvaya... Neresini boş buluyorlarsa oraya koşuyorlar. Şimdi boş yer kaldı mı? Boş buldun mu koşacaksın."

"Olamaz, imkânı yok... Bu sahamufa olsa bir bayram yeri, sirk adı filândır."

"Musafama mı; Haa bildim, bildim, Dur ayol... Danyal Peygamberin kardeşinin adı neydi."

"Yoo... o başka. Onun adı Husafama. Bayram sevinciyle vatandaşlar Danyal Peygamberin kardeşine mi koşacaklar. Amma yaptınız."

"Sahumafa'yı şimdi hatırladım. Eskiden Hasamafu adında bir Hint fakiri vardı. Gazetelerde okumuşsunuzdur. Bu Mufasaha zurna çalar, halatı yılan gibi oynatırdı."

' 'Canım Hint Fakiri.'' Fusamuhayı herkes biliyor. Bu o masafahu değil..."

"Ay aman, bırakın şunu. Ne olursa olsun. Tasası bize mi düştü? Samuhafa, fusamaha, her neyse..."

"Canım hanım, öyle şey olur mu? Bütün vatandaşlar bayram günü Hasamafu'ya koşarken biz duralım mı? Belki Migros gibi birşeydir de kahve, çay dağıtıyordur."

İşte el sıkışmak, selâmlaşmak manasına gelen musafaha kelimesinin başına gelenlere bakınız. Nice böyle güzel kelimelerimiz ondan farklı değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Ali CÖRE Arşivi